Seçim mi oldu? Nasıl oldu? Kim kimi
tehdit etti? Kim nerelere gizlenmiş, ne olmuş? Derken karabulutları aydınlığa
çıkarmadan, arkasından canımızı acıtan cinsten zam yağmurları başladı. Yeni
Türkiye imajını savunanlara afiyet olsun. Zamlardan dolayı sızlanmaya,
yakarmaya hakkınız bence yoktur. Biraz daha canınız yansın ki, emek sömürü çarkını
anlayabilesiniz.
***
Tarım ülkesiyiz… Mi? Bilmeceye benzese
de zor değildir. Bir zamanlar tarım ülkesiydik. Bilimsellik yanımız ağır
basıyor muydu? Hayır. Tarımı anlayan insanlarla yola çıkılır. Benimle çıkılacak
hali yoktur.
Bir de tarım bilmem ne bakanlığına
işten anlamayan ham olan havalı ama içi boş olan bir şahsiyet getirilir. Altına
da hatırı sayılır adamların adamcıkları getirilir. Tarım Bakanlığı var mı? Var…
İçi nasıl? Kokuşmuş bir çarkın paslı dönmesine benziyor. Yazdıklarım eskiden
şimdiki zamana akan ‘al gülüm ver gülümlü’ işlerdir.
Zam her şeye gelirken, soğanı da,
patatesi de şahlandırdı. Patatesi dışarıdan alacağız. Suriye ve Irak’ın adı
geçiyor. Buralardan alınacaklarla kimin cebine ne kadar mangır inecektir? Daha
doğrusu düşündünüz mü? Bir de Suriye ve Irak’tan getirilecek patateslerde
kimyasal olabilme ihtimali lafı ortalıkta dolaşıyor.
Ülkemizin, bir zaman diliminde
Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yapmış olan ANAP döneminin Turgut Özal’ı Bizlere
radyasyonlu çayı göz göre göre içirmedi mi? İçirdi… Yıllar birbirini eskitirken
kansere yakalanan yakalana… Hesap veren oldu mu? Ben görmedim. Duymadım. Ya
sizler?
***
Tarım ülkesiyiz ya! Çiftçinin mazotu
uçuk giderken, yat sahiplerinin ‘Kodamanların’ mazotu çerez parasına tam
doldurulur.
Sadece çiftçinin canını mazot mu yakıyor? Birçok nedeni vardır. Çiftçi her yanıyla yanıyor. Eskiden ekeceği neyse o tohumu elde ederdi. Tohumlar birden el marifetiyle yok edildi. Tarım alanları da yok edilirken, inşaat alanları derken her yeri beton yığınları kapladı. Beton yığınıyla övünen ülkeyiz.
Ülke genelinde tarımın haritası çıkarılarak, kooperatifleşmeye gidilmeliydi. Aradan aracılar çıkarılmalıydı.
Hepimizin anlayacağı bir dille konuşayım: 12 Eylül 1980 askeri darbesini yaptıran Amerikan emperyalizmi ve diğer emperyalist ülkeler, ülkemizdeki yeraltı ve üstü zenginliğimizin yok edilmesi için aracıların araya girmesiyle birçok yapılması gerekeni başardılar. İliklerimize kadar sömürülüyoruz.
Yeni Türkiye imajını savunanlara: İçiniz rahat mı? Zamlar halka karşıdır. Hepimize karşıdır. Bir yanıyla da bakıldığında, ek vergilerle alınan paralar, asgari ücreti ve üstündeki paraları eritiyor.
Uyan halkım uyan: Zamları hiçbirimiz hak etmiyoruz. Birilerin menfaati için yoksulluğu hak etmiyoruz. Sömürü düzeninde her şey mubahtır diyenlere ve diğer aleyhimizdeki söylemlere karşı birleşmeliyiz.
Üreten biz yönetende biz olmalıyız. Hakkımızı almak için susmamalıyız; aksine birleşmeliyiz. Geleceğimizi birlikte şekillendirmeliyiz.
Seçimler bitti. Şimdi sağanak zam
yağmurlarına geçildi. Daha neyi düşünüyorsun?
Hüseyin Habip Taşkın
http://www.realitehaber.com/2018/07/07/secim-bahane-zam-sahane/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder