Silahlara tutkumuz insanlığın var
olmasıyla başlar. Düşünce geliştikçe pratikte gelişti. Birbiriyle iç içe geçen ölümcül
silahlar yıllar içinde modern görünüm altında farklılaşarak, her yol sevaptır
anlayışıyla masum insanların katledildiklerini her dönemin yaşayan insanları
tanıktır.
Parsellenen dünya ülkeleri
emperyalizmin elinde şamar tokadı gibi sarsılmaya devam ederken, emperyalizmin
ölümcül silahları dünya ülkelerinin topraklarında çöplüğe döndüğünü de
görmekteyiz.
Ölümcül silahların hiçbirisi insanlık
adına değildir. Çıkar ve menfaatler doğrultusunda barbarlık düşüncesiyle
yaşayan egemen güçlerin çıkarları doğrultusunda ölümcül silahların
yapılmasında, satışında ticaretin rol almasını görürken, insanlığın
katledilmesini de görmekteyiz.
Emperyalistler her ülkeyi ele geçirmek
için yer altı ve üstü kaynaklarına hâkim olmak için ölümcül silahlarını tehdit
amaçlı kullanırken, birbirine düşürdüğü ülkelerde, işgal ettiği ülkelerde kendi
barbar kanunlarıyla istediklerini rahatça elde edebilmektedir.
Ülkemizde bilinen ya da bilinmeyen
NATO üstlerinde ölümcül silahların olduğu geçmiş yıllardan bugüne uzanan
yolculuğunda var olduğu bilinmektedir. NATO’nun emperyalist bir güç olduğunu ve
işgal ettiği her ülkede barışı değil, halkların kanını akıtarak sömürü düzenini
devam ettirdiği de bir gerçektir.
AKP iktidarı Malatya Akçadağ ilçesine
bağlı Kürecik köyünde yapılması düşünülen NATO’nun füze kalkanını yerleştirmek
için gerekli onayı vererek, insanların tepkisini çekmiştir.
Füze kalkanı insanları iyileştirecek
bir hap, aspirin değildir. Masum insanların kanını akıtmaya, halkları tehtid
etme amaçlı kurulan ölümcül bir silahtır. İnsanlık adına sakıncalıdır. Ne yazık
ki AKP iktidarı bu ölümcül silahı canla başla Malatya Akçadağ ilçesine bağlı
Kürecik köyünde kurulmasına, yapılmasına karşı çıkmayarak, savunmaya
geçmiştir. Ölümcül silahların
savunulacak hiçbir yanı olamaz. Yapılması düşünülen ve hayata geçecek bu
projenin hedefinde başta İran ve Ortadoğu ülkeleri vardır.
AKP hükümeti NATO üyesi olduğumuzu ve
bu ölümcül silahı, NATO adına kurulacağını söylemektedir. Her hangi bir füze ya
da nükleer füzelerin fırlatılmasında halkların akacak kanından AKP ve TC’de
sorumludur. NATO’nun üslerinde dış güvenliği Türk Askeri sağlarken, içeride
olan bitene karışmayarak, emperyalistlerin askeri ve sivil çalışanının
güvenliğini sağlamaktadır.
Emperyalist işgaller günümüzde
biçimsel olarak devam etmektedir. Türkiye’de ise iktidara gelen her parti ya da
koalisyon hükümetleri ABD’ye, AB’ye ve NATO’ya bağlılıklarını o günkü koşullara
göre şekillenerek ispat ederler. AKP iktidarı da bu bağlamda bağlılığını
açıktan onaylarken, olacakları tahmin ettikleri için “füze kalkanını” NATO
üyesi olduğumuza bağlamaktadır.
Türkiye’deki NATO üsleri Türkiye’nin
çıkarına değildir. İnsanlık adına da değildir. Hava da bulut kan kokuyor kan,
uyuyan Türkiye halkları uyan…
Hüseyin Habip Taşkın
11/09/2011
www.tarimorkamsendiyarbakir.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder