Hatalardan ders alan bir toplum muyuz?
Ya da devletin hatalardan ders aldığını söyleyebilir miyiz? Orta da bir gerçek
var hatalardan ders almak bir yana yine hatalarla yapılanlar yapılıyor.
Dere kenarlarına evleri yapmaya devam
ediyoruz. Samsun’da sel felaketinde ölen insanlarımız oldu. TOKİ evlerinin dere
kenarına yapıldığını basına yansıyanı kadar gördük ve okuduk. Demek ki, burada
da rant ve menfaatler en ön plana çıkmaktadır.
Geçmişte de dere kenarlarına evler
yapılıyordu. Kimi evler gecekondu olarak geçiyordu. Bu yerlere oy kaygısıyla
göz yumuldu ve birçoğuna tapuları verildi. Sorun şu? Rant kaygısı ve oy kaygısı
günümüz AKP iktidarında bile devam ettiğini görebilmekteyiz.
Samsun’da TOKİ konutlarındaki
ölümlerin ardından gözler Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a çevrildi.
Ardından bir açıklama ihtiyacı duyan Erdoğan Bayraktar ilginç bir söylemle
TOKİ’ye sahip çıktı. “Onu bunu suçlamak ucuz bir şey, ucuzluk. TOKİ’nin bir
milim suçu yok”
İnsanların öldüğü yerde, hatalar
nelerdir diye araştırılacağı yerde TOKİ’ye sahip çıkmak bir hatadır. Dere
yatağına yapılan yerler yıllardır hareketsiz durabilir ama bir gün gelir dere
kabarabilir. Böyle yerlerin olduğu yerde dikkatli olunması ve önlem alınması
gerekmez mi?
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ve Canik
Belediye Başkanı da Erdoğan Bayraktarı destekleyen açıklamalar geldi. “kamunun
bir suçu olmadığını” ileri sürdü. Böyle bir mantık anlayışı kabul edilemez.
Dere yatağı daraltılarak buralara
konut yapıldı. Meslek odalarının uyarıları dikkate alınmadı. Bu mantıkla daha
da çok canımız yanacak.
Ne zaman insana değer veren bir toplum
yapısına ulaşacağız? Bu sistemle mi? Bu
kafa yapısıyla mı? Bunların hiçbirisiyle diyebilirim. Yapılanlar sadece belirli
bir sermayenin çıkarları korunmasıyla yapılmaktadır.
İnsana değer vermek, sevmekle başlar. Emeğe
saygı duymayan insana saygı duyamaz.
Dere kenarına yapılan evler olayı,
ardından oluşan sel felaketi ülkemizin farklı yerleşim birimlerinde yaşandı.
Yaşanmaya devam etmektedir. Her sel felaketinde “devletin şefkatli kolları
yaraları sarıyor” sözleri olmasıdır. Bugüne kadar sel felaketinin olduğu
yerleşim birimlerinde gerçeklerle yüzleşildi mi? Yerleşim binalarına dere
kenarlarına yapılması için izin verenler, göz yumanlar yargıya taşındı mı?
Kör, topal işlerimiz günü birliğine
gidiyor. Her şeyi unutan bir toplumuz. Duyarsızlığımız da ayrı bir durum.
Uyanmamız için haklarımızı aramamız için dere kenarlarında kaç canın daha
gitmesi gerekiyor?
Hüseyin Habip Taşkın
10/ 07/ 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder