İnsanlar hep kendi umutları içinde var
olmaya çalışırlar. Küçük umutlar, sevinçler insanları rahatlatır. Bir anlık
olsun sorunlarından arındırır. İnsanlar var olduğu zaman dilimlerinde umutları
hep var olacaktır.
Öyle umutlar vardır ki, insanın ya da
insanların birleşiminden, dayanışmasından sorunlarına sahip çıkarlar. Küçük
umutlar dağları yaratır, büyütür. Bunu başarmakta insan olarak ne istediğini
bilebilmek ve yaşamın pratiğine geçirebilmektir. Bunları yaparken de, her
atılan adımda toplumsallaşmak ve bütünselleşmektir.
Hepimizin zaman içinde küçük ya da
büyük umutları olmuştur. Yaşama tam anlamıyla geçmemiş ya da hiç geçmemiş olsa
da bir isteğin bilincimizde oluşumunun kıvılcımıdır.
Emek mücadelesinde hak aramanın
kapitalist, feodal, yarı feodal, yeni sömürge, sömürge sistemde ve bulunduğumuz
sistem içinde gerçekten çok zordur. Zoru yenecek olan yine emek mücadelesinde yer
alan emekçi yığınlarıdır.
Hepimiz iş yerlerinde sömürünün,
horlanmanın, ikiyüzlülüğünün, kadın emekçiye cinsel tacizin ve diğer
olumsuzlukların yaşandığını her emekçi görür. Sınıf mücadelesini temel alan
emekçiler bu olumsuzluklar karşısında tavrını koyarlar.
Mevsimlik işçilerimizde göçebe hayatı
gibi ilden ile ilçeden ilçeye karınlarını doyurmak için yollara düşerler. Yağmur,
çamur, soğuk, sıcak demeden kimseye muhtaç olmadan var olmak için yaşam
mücadelesini verirler. Mevsimlik işçilerin sosyal garantileri olmadığından,
yaşamları hepten zordur. Ama o zorlu mücadelede insanca yaşamanın umutlarını
düşünürler.
Asgari ücretli çalışanlarımız bu
ülkede çoğunlukta, taşeronlaşmayla birlikte asgari ücretli kölelerin sayısı da
arttı. Artan zamların altında geçinmek hepten zorlaştı. Yinede insanın İnsanca
bir yaşam için umudu tükenmedi.
Sistem içinde şekillenen insan yolunu
bulmak için kendince plan yapar ve yaptığı planı yaşama geçirmeye sırasıyla
başlar. Başarılı olma şansı yüksek olmasa da, yaşama sımsıkı sarılmak zorunda
olduğunu bilir.
İnsanlar köyde, şehirde, ilçede,
kasabada bulunduğu her yerde kendi koşullarını yaratmaya çalışır ve var olmayı
hedefler. İnsanların kimileri bencildir, çıkarcıdır, paylaşımcıdır, bahanecidir. Saymakla insanoğlunun karakteri
bitmez. Ama bu saydıklarımızda insanoğluna özgü hep “umutlar” vardır.
Umutların içinde “sorular”
vardır. Soruların içinde aranan
“yanıtlar” vardır. Çoğunlukla soruları yanlış soralar ve yanlış yanıtlarda
dolandıkları için çözüm üretmede zorlanırlar. İnsanoğlunun umutlarında
psikolojik sorunlar, zıtlıklar, çelişkiler, doğrular vardır. İnsanoğlu özünde
bireysel umudunu aradığı için asıl umudun birlikte, paylaşarak olacağını
bilemez. Bunun içindir ki dipsiz kuyularda gün ışığına çıkmak için debelenir
durur.
Yaşam devam ediyor. Hepimizin ortak
konuları olan geçim ve yaşam derdi hepimizi geriyor. Umudumuzu insanlık ve
geleceğimiz için birlikte çözmek zorundayız. Bireysellikle olduğumuz yerde ha
bire döneriz. Birileri de o zaman emeğimizin hakkını yemeye ve geleceğimizi
çalmaya devam eder.
Hüseyin Habip Taşkın
26.01.2012
www.tarimorkamsendiyarbakir.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder