20 Temmuz 2022 Çarşamba

UNUTULMAYANLAR

               


         Unutmak istediğin olaylar, tanık oldukların gün gelir kor ateşe döner içten e seni yakar.

Hüseyin Habip Taşkın

19 Temmuz 2022 Salı

ANILARDA SORGU


 Maymun Düşünür işlek caddede altı katlı binanın önüne geldiğinde bir anlık duraksadı. Başını yukarıya çevirdiğinde mavi tabakanın üzerinde beyaz bulutlar geçiyordu. Geriye caddeye doğru birkaç adım attı. Altıncı kata hüzünlenerek baktı.

Yüzünü karşı kaldırıma çevirdiğinde, caddede arabalar sağlı sollu yarışırcasına gidip geliyordu. Her iki kaldırımda her yaştan maymunlar, aslanlar, fareler karşılıklı gidip geliyorlardı. Acelesi varmışçasına trafiğe aldırmadan hızlı adımlarla karşı kaldırıma geçti. Yüzünü altıncı kata çevirmesiyle eski anılara, gençlik yıllarına döndü.

Yüzünün şekilden şekile geçtiğini fark etmedi bile. Belleğinde tazeliğini hep koruyan bu işkence artığı anılar, bir anda kendisini geçmişte yaşadığı bir sorgu odasına götürdü. Odada ki falaka, kaba dayak  seansıyla, birde edebiyatın seçkin küfürleriyle bir sorgu daha bitmişti.   Sorgudan sonra köşedeki Aslanların çalışma odasının  kapı girişindeki masa yanında bulunan tahta sandalyeye oturtulmuştu.

Sorguda bedenine gördüğü ağır darbeler sonunda ağrıları nedeniyle baygın gibi uyuyup, gözlerini açıyordu. Bazen de uykudan uyandığında bir anda  anımsamıyor, belleğini zorlayarak nerede olduğunu hatırlıyordu.  Odaya üç Aslan  girmiş ve sorumlu  olan Gözlülkü Aslan:

“Şunu alın bir alttaki bölümde kalsın, belki düşünürde aklı başına gelir.” dedi.

Maymun Düşünür iki Aslan polisin arasında ağır adımlarla yürüyordu. Her iki ayak tabanları falakadan şişmişti. Hayalarına yediği tekmelerle, kalın sopaların arka arkaya inip kalktığı  tüm organlarıyla ağrısını yaşıyordu.

Bu işkence faslından sonra, merdivenlerden bir kat aşağıya zorlanarak indi. Sağ tarafa düşen  koridorda yürüyorlardı. Sağlı sollu kapılar kapalıydı. Karşıda görünen beyaz duvarın soldaki kapıdan içeriye girdiler. Maymun Düşünür masanın yanında ki tahta sandalyede oturan uzun Sarı saçlı kadın maymunu gördü. Kimin nesi olduğunu düşünürken, Aslan Polislerden ince zayıf olanı:

“Şu sandalyeye otur.”

Odanın içinde ikisi kalmıştı. Birbirine bakmalar on beş dakika sürdü. Sarı saçlı kadın maymun konuşmaya başladı:

“Seni aynasızlar iyi hırpalamış. Senden ne istiyorlardı?”

“Devrimciyim... Hepsi bu...”

Sarı saçlı kadın maymun elini yumruk yapıp masaya sertçe vurdu. Güüümmm diye ses yankılandı.

“ Devrimcileri hiç duymadım. Ben gececiyim... Gündüzleri uyurum.”

Maymun Düşünür Sarı saçlı kadın maymun’un ne söylemek istediğini tam olarak anlamadı.

“Fabrikada gece işinde mi çalışıyorsun?”

Başını sağa sola salladı:

“Ben pavyonda konsomatrislik yapıyorum.”

Maymun Düşünür’ün duydukları ilgisini çekti.

“Burada sen ne arıyorsun?”

“Pavyonda çalışma ruhsatımı Ahlak Polisinden yenilemeye geldim. Bir imza  verip, soğuk mühür basılacaktı. Beş gündür burada tutuluyorum. Her gece burada sırayla mührü bana basıyorlar.”

Maymun Düşünür’ün aklı bir gitti geldi:

“Irzına mı geçiyorlar?”

“Hepsi katıksız orospu çocuğu...”

Kendisine yapılanları unutup, kadının canının çok yandığını, bu işlerin devrimden sonra son bulacağını düşündü. Bir ara gözleri kapandı. Sandalye üzerinde sendelerken uyandı. Karşısında Sarı saçlı kadın maymun’u gördüğünde gerçeklerle baş başa olduğunu anladı. Kadında yüzünü çevirdiğinde gülümseyerek birbirlerine baktılar.

“Devrimi yaptığımızda  kadın bedeni para karşılığında satılan bir mal olmaktan çıkacak...”

Sarı saçlı kadın maymun konuşmayı ilgiyle dinledi.

“Devrim ne zaman olacak?” dedi.

“Uzak değil! Çokta yakın değil! Şartlar oluştuğunda mutlaka devrim olacak.”

Konuşmaları tam bitmişti ki,  iki tane Aslan polis odaya girdi. Maymun Düşünür’ü yanlarına alıp odadan çıkarken, son kez Sarı saçlı kadın maymun ile karşılıklı göz göze geldiklerinde birbirlerine içtenlikle gülümsediler.

Merdivenleri çıkarken Gözlüklü Maymun:

“Beş saat oda da yalnızdınız. Hadi hadi Sarı Maymun ile işi pişirmişsindir.”

Merdivende durup başını geriye çevirdi:

“Sizin gibi fırsatçı değilim.”

İki Aslan polisin yumruklu, küfürlü saldırısıyla baş başa kaldı. Bağrışmaları duyan diğer Aslan Maymun polisler  de geldiğinde, sayısı hesaplanamaz bir halde yumruk ve tekme çoğalmıştı. Daha fazla dayanamadı. Olduğu yere yığılıp kaldı.

Saatin hızlıca geçtiği bir vakit,  Maymun Düşünür gözlerini açtığında kapkaranlık bir odadaydı. Ağrılarının ağır basmasıyla nerede olduğunu birden anlayamadı. Gözlerini yumacaktı ki, demir kapı gaaarrççç diye açıldı. Şişman Maymun kapıda bekliyordu:

“Haydi kalk bakalım. Sana birkaç soru soracaklar. Gerçi senin şakülün kaymış.”

Maymun Düşünür yıkılacakmışçasına zorlukla yürüyordu. Kısa süren yolculuk kendisine uzunmuşçasına geldi.  Üçüncü odaya alındı. İçeride dört tane Aslan Polis vardı. İçlerinden bıyıklarının uçları aşağıya doğru sarkık inen Aslan Polis:

“Daha çok gençsin, diskoya git kadın maymun tavla.”

“Senin kızın var mı?”

Aslan Polisler çıldırmışçasına üzerine çullandılar.  Başta kasıklarına tekme vurarak hedef aldılar.

Arabaların korna sesiyle kendisine geldi. Son kata baktığında, Şubenin yerine dershane vardı. Sarı saçlı kadın maymun’un hayatta olup olmadığını düşünerek yoluna devam etti. En çokta canını acıtan Sarı saçlı kadın maymunların pavyonlarda, genelevlerinde bedenlerinin bir mal olarak satılmasının devam etmesiydi.

Hüseyin Habip Taşkın

09.07.2022

 

16 Temmuz 2022 Cumartesi

ESKİCİ


  

Dertler dert üstüne birikmiş. Fırtınalar bile dağıtamaz.

Her derdin dilleriyle öyküleri vardır.

Öyküler içine alır, düşüne düşüne öyküden öyküye geçersin. Bir bakarsın yılların dertlerle geçmiş. Altında ezilip kalmışsın.

Yine de bir umut dersin, çözmeye çalışırsın.

Hey eskici ekmeğin için sokak sokak dolaşırsın.

Dünyanın dertlerini alır mısın?

Hüseyin Habip Taşkın

12.07. 2022

 

Not: Şiir değildir.

13 Temmuz 2022 Çarşamba

BAŞKAN VE KASABASI


Maymunlar Kasabasının şantiyeye dönen yolları yamalı bohça görünümündeydi. Kasabalılar yapılanlardan rahatsızdı. Kendi aralarında konuşsalar da sesleri duyulmazdı.

Çoğunluğu bu duruma boyun eğip sessiz kalsa da muhalefet eden maymunlarda vardı. Bunlara Asi Maymun diyorlardı. Kasabadaki Maymunlarda çoğunluk  güçlüden yanaydılar. Çocuklarının işe girmesi için ve ufak tefek yardım adı altında dağıtılan yiyeceklerden, kömürden olmayalım diyenlerden oluşan bir kesim vardı. Müteahhit Maymunlar yönetime en yakın olanlarıydı. İçlerinden birkaçı daha da yakındı.

Güneşin kavurucu sıcağında Siyah Gözlüklü Başkan onuncu katta ki, makam odasında, devamlı pencere kenarında  oturuyordu. Bir ara yönünü camdan yana döndü ve dışarıya baktı. Eşi, uzun sarı saçlarıyla kocasının bir gerisinde duruyordu. Kocasına baktığında yoksul yaşadıkları günleri hatırladı. Birden bedenini bir ürperti sardı. Kendisini toparladığında:

“İyi ki Başkan oldun. Yoksa böyle bir yaşantıyı hiçbir zaman bulamazdık.”

Siyah Gözlüklü Başkan  havalara girdi:

“Buna kafa derler kızım kafa... Aradan sıyrılmasını bildim. Böyle fırsatlar bir daha ele geçmez.”

“Canım kocacığım seninle gurur duyuyorum.”

“Kolay değil sürüyü idare etmek, bazen içinden cırtlak sesler çıksa da önemli değil benim için.”

Siyah Gözlüklü Başkan eşinin dudaklarına yapıştı. Sekreter sevgilisi kapıyı çalmasa,   ateşli bedenlerinin çıplak dansı başlayacaktı.

“Müteahhit Sert Maymun efendi geldi.”

Müteahhit Sert Maymun kapıdan içeriye girer girmez hafiften eğilip doğruldu:

“Sayın başkanım sayenizde  ekmek yiyoruz. Allah başımızdan sizi eksik etmesin.”

Siyah Gözlüklü Başkan karşısındakini ilk defa görüyormuşçasına:

“Seçimlerde rakibime çalıştın. Unutmuş değilim.”

“Aman efendim cahilliğime verin. O ne nankörmüş, sonradan anladım. Partinize geldiğimde kapınızı bana açtınız. Sayenizde birlikte çok iş yaptık.”

“Hatırlamaz mıyım. Fırıldak olduğunuzu bildiğim için partime aldım. Bana fırıldaklar para kazandırır.”

Müteahhit Sert Maymun bozuldu. Bu kezde lafını esirgemedi:

“Ne yaptıysak birlikte yaptık. Kasabada istediğimiz dağı, taşı imara açtık. İhaleyi aldıysam. Sizde aslan payını alıp midenize oturttunuz. Fırıldaklar birbirine benzer. Biz anlaşıyoruz. Çıkarlarımız ortaktır. Para içimizi ısıtıyor.”

Siyah Gözlüklü Başkan kahkahayı koyuverdi:

“Doğrudur, ne yaptıysak birlikte yaptık. İmarı kendimize ve paranın kasaya girişine göre şekillendirdik. Benim yasama göre de şekillendi.”

“Sayın Başkan yukarıdaki büyük arsaya bina dikeceğim. Mahalleliyi ayaklandıran Asi Maymunlardır. ‘Yeşilime dokunma’ diye her gün o arazinin üstünde Maymunlar bekliyor. “

“Asayişte görev yapan birinci Müdür benim arkadaşımdır. Gerisini düşünme, iktidar ve güç bizde.”

Müteahhit Sert Maymun  istediği desteği aldığından mutluydu. Sevinç içinde odadan ayrıldı.

Siyah Gözlüklü Başkan koltuğundan kalktı. Pencereye doğru yürüdü. Aklında daha çok nasıl güçlenirim sorusu dönüp duruyordu.

Hüseyin Habip Taşkın

24.06.2022

 

 

 

 

 

 

 

  

SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...