27 Ağustos 2020 Perşembe

Ebru Timtik Susmadı

                                                 Ebru Timtik Susmadı

   Ülkemin her yeri yangın yeridir. İtfaiyeciler söndüremezler.  Çıbanlar, irinler hareket halindedir. Doktorlar iyleştiremezler. 
 
Sizin anlayacağınız vatandaşlarım! Hak ve hukuk saraydan gelir. Avukatlar direnir direnmesine ama karşılarına polis çıkar. 
  Sussam olmuyor. Eminim ki sizlerde sussanız olmuyor. Avukat Ebru Timtik'i kaybettik. Susmadı... O zaman bizlerde susmayacağız.
27. 08.2020

 

11 Ağustos 2020 Salı

LAİKLİK EKSENİ ETRAFINDA DÖNENLER

                                                                                                                 

                                                                                             Hüseyin Habip Taşkın 

 Son günlerde laik cümlesini sık sık duyar olduk. Hatta bazı devrimciler laikiz cümlesini yeri geldi mi söylüyorlar. Söylemeye devam etsinler, yalnız ‘Türkiye Laiktir Laik Kalacak’ sloganı atanlarımızda, atmayanlarımızda Türkiye’nin laik düzenini hiç sorguladılar mı?

Sorgulamayı şöyle kabaca yapabiliriz: Siyasetçilerin icazet almalarından, bürokratlarından, askeriyenin darbe yapmasından, işkence metotlarından, yargısız infazlardan, idamlardan, yazarların, bilim insanlarının öldürülmesinden, işkenceyle karşı karşıya kalmasından, cezaevine gönderilmesinden, silahların alımından, ekonomiye yön vermelerinden, ırkçı ve faşist söylemlerin devamından, ana dilde eğitimin inkârından. 

Düzen partilerinden bazen ‘laiklik tehdit altındadır’ açıklamalarını duyuyoruz.

Laik düzen bugüne kadar hep tekelci sermayeyi, toprak ağalarını, kendinden olan sermaye grubunu partileriyle, koalisyon hükümetiyle, askeri darbesiyle korudular ve korumaya devam ediyorlar. HES’lere, altın şirketlerine, nükleer santrallere ve diğer olumsuzluklara karşı çıkanların karşısına asker çıkartılıyor. Kadınların erkek egemen düzenine karşı tepkilerinde polis önde. Basın açıklamalarına karşı polis yine önde.

Bugüne kadar sayısız yazar, gazeteci öldürüldü.  Tutuklandı ve işkenceden geçirildi. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu Kemalist olarak biliniyor. Sabahattin Ali sosyalist olarak biliniyor. Musa Anter Kürt yazar ve gazeteci olarak biliniyor. Hırant Dink sosyalist düşünceye sahip olup, gazetecidir. Ermeni olarak biliniyor. Buradaki yazarların bir zaman Türkiye’de yaşadığını belirteyim. Laik düzende iktidarda olan partiler ülkeyi yönetirken yazarlar derin devlet tarafından öldürüldüler.

Derin devletle iç içe geçen CIA’dır

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu’yu MHP’nin yan kuruluşu olan Ülkü Ocakları Derneğine bağlı kişilerce, Amerika’nın himayesinde Komando kamplarında yetiştirildiği kişilerce katledildiler. Maraş, Çorum, Sivas Madımak oteli yangınında bu patentli kişilere yaptırmışlardır.

Hırant Dink ve Musa Anter Türk İslam sentezi ile bütünleşmiş Sünniliği içine yedirip, “Türkiye’de Tek dil vardır. O da Türkçedir” diyenler tarafından katledildiler.

Laik düzeni en çok savunan CHP’dir ama aklımın ermediği Abdi İpekçi, Uğur Mumcu ile diğer Kemalistlerin öldürülmesinde neden devletin içinde tezgâhı kuranları, katilleri ortaya çıkarması için elinden geleni yapmadı?

Sabahattin Ali’nin katledilmesinde CHP döneminde olduğunu kabul eden Kemal Kılıçdaroğlu neden o günkü yapılan tezgâhı aydınlatmadı?

Şimdi AKP iktidarda ve şeriatçılarla dirsek temastadır.  Ya geçmişte CHP, Adalet Partisi, MHP şeriatçı örgütleri bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı… Düzen böyle işliyordu.

Laik düzende 4 Aralık 1945 Tan Gazetesi ve matbaası baskını olmuştur. İktidarda CHP vardır.

“DYP-SHP koalisyonu: Karanlık 90'lar” diye anılıyor.

2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı yaşandı.

“Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga'daki teknik binası, Cağaloğlu'ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu 3 Aralık 1994'te bombalı saldırıya uğradı. Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı.” ‘Bianet.Org’

“DYP- CHP koalisyonu ise, 30 Ekim 1995 - 6 Mart 1996 tarihleri arasında görev yaptı. Bu hükümet döneminde de 12 Mart 1995'te Gazi Mahallesi olayları yaşandı.”

Devrimcileri idama götüren, askeri faşist darbelerde devrimcilere cezaevlerinde her türlü baskıyı uygulayan ve 12 Eylül 1980 Amerikancı askeri faşist darbesinde Diyarbakır cezaevinde aileler ve cezaevindekiler Kürtçe konuştukları için her türlü baskıyı görmeleri laik düzen içinde yerini almıştır.

Daha çok yazılacaklar var ama yazımı fazla uzatmayacağım. AKP kendi hükümdarlığını sürdürme yollarını arıyor ve şeriatçılarla dirsek temastadır. AKP döneminde de faili meçhuller vardır. Sermayeyi koruma vardır. Gerici eğitim ve ne ararsan Geçmişteki iktidarlarda da vardı.

CHP kurtarıcı rolünü oynuyor. Bence Laik düzendeki yapılan tüm insanlık dışı uygulamaları aydınlatarak göreve başlamalıdır.  Tabi ki sömürüsüz ve baskısız bir düzeni istiyorlarsa?

Tek yol sosyalizmdir.

7.8.2020

 https://m.bianet.org/bianet/medya/160472-ozgur-ulke-20-yil-once-bombalandi-failleri-bulunamadi

https://www.cnnturk.com/fotogaleri/turkiye/dogan-guresli-yillar?page=1

https://www.cnnturk.com/turkiye/iste-turkiyede-bugune-kadar-kurulan-koalisyon-hukumetleri?page=15n

 


SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...