29 Haziran 2021 Salı

EGE 78’LİLER SANAT VE EDEBİYAT GRUBU BÖLÜM 44 YAZAR VE SANATÇI A DERSİ...

KİTAP VARDIR OKUNACAK...





 'YAZAREVİ TOPLULUĞU DERNEĞİ'NDE BİR ZAMANLAR  BİRLİKTE OLDUĞUM YAZAR HANDAN ALTIN ARKADAŞIMIN   "BEŞ DUVAR BİR ODA" ADLI ÖYKÜ KİYTABI  YAYINLANDI. 

YAZAR ARKADAŞIMIN YOLU OKUYUCUSUYLA  BULUŞSUN...  

 

26 Haziran 2021 Cumartesi

https://almanyalilar.net/2021/06/edebiyatin-nasili/?fbclid=IwAR0Pv77cdvUETMOXbZdonzXVAlNWBhNbHVFXipQd78LQnrdtEumGJ-_WiM8 EDEBİYATTIN NASILI


Hüseyin Habip Taşkın 

Ülkede betonlaşma dönemi tüm hızıyla sürüyordu. Tarla, ova, dere kenarı, orası burası fark etmiyordu. Koskoca yöneticinin ağzından bir kere çıkmıştı. Son cümle de:

“Ölmek var dönmek yok.”

Yakın tarihte demişti.

Çılgın Proje adı altında asırlık ağaçlar bir günde kıyıma uğradı. Mantar gibi yerden gökyüzüne uzanan devasa binalar fışkırıverdi. Binalar iç içe, dip dibeydi. Çağdaşlığı ve medeniyeti betonlaşmayla ölçen bir bilenimiz vardı. Süper akıllıydı. Her şeycikleri bilirdi.

Kurnazlar havayı koklar her dönemin, her başa gelenin adamıdır. Fırsatlar bu gibiler için vardır. Müteahhit Eğri ne zaman doğru olduğunu bilen yoktur. İlçenin en parlak cilalı işlerini alırdı. Arsayı öteye beriye, aşağıya yukarıya doğru bir kılıfına uydurup yapardı.  

Bir bilenin yanında yer aldı. Hiç kimse bu işe şaşırmadı. Müteahhit Eğri’nin kulağına birileri fısıldamıştı. ‘Dağın başı’ diye. Allah’ın sevgili kuluydu nede olsa işleri iyi gitmeyecekte garibanın mı gidecekti. Dağın başından beleşe getirdi toprakları. Topraklarda yeşerdi betonlaşma.

Müteahhit Eğri takım elbiseli, gömlekli ve kravatlı asiller soyuna girmişti. Sesi bir politikacı gibi çıkmaya başladı:

“Dağa, taşa açıkta kalmayasınız diye yollar, evler yapıyoruz. Kış, yaz demeden sizi düşünerek çalışıyoruz.” Dedi.

Aynı cümleleri yer değiştirerek önüne çıkanlara söyledi. Üç dört yıl sonra doğadan geriye eser kalmamıştı.  

Bakkal Cevdet burada doğmuştu. İlk anlarda Çılgın projeyi desteklemişti. Konuşmalarında:

“Allah bunları başımızdan eksik etmesin.” Demişti.

Gerçeği anlayıncaya kadar doğal güzellik bir varmış yokmuşla iç edilmişti. Her şeycikler kitabına göre düzenlenmişti.

Müteahhit Eğri’nin ensesi kalınlaştı. Göbeği de önden gidiyordu. Böyle durumda koruması olmalıydı. Bir bileni örnek alıyordu.  Korumadan sonra bir sekreter ve metresi oldu. Metresten sonra sekreteri sevgilisi oldu. Sevgilisinden sonra metresi sevgilisi oldu.

Müteahhit Eğri gözünü daha yukarılara dikti. Düşüncesi ekseninden böylece çıkıp, gayri meşru işlerle uğraşmaya başladı. İşlerinin üstünü örtmek ve bir bilenin gözüne girmek için:

“Akıllı olun yoksa aklınızı başınızdan kerpetenle alırım.”

Demeye başladığında ortada yargı gözükmedi. Kim akıllı olacaktı. Lafı kime sokuyordu. Sokarken de neler götürüyordu?

Ayarı bozuk insanlar etrafında çoğalmaya başlamıştı. Çoğalma olurken indirme ve bindirme olayları artıyordu. Lale devri önceden yaşanmıştı. Bu devrin adı neydi? Müteahhit Eğri sahil kasabasında denize girmeden önce ayarı bozuklarla bir basın açıklaması yaptı:

“ Daha ayağınızı denk almadınız mı? Size sütlü banyo yaptırırım.”

Sesler birbirine girdi:

“Başımız başımız ölde ölelim.”

Kimlere süt banyosu yaptırılacaktı? Niçin öl de ölelim deniliyordu?

Yükselme devri durmadan ilerliyordu. Müteahhit Eğri korkusuz cengâver ayarı bozuklarla namına nam katıyordu. Dış ve iç ilişkilerde büyüdükçe büyüdü. Aslan payını tek başına yemeye kalkınca Yerden bitme Kenan:

“Aga sen bir bilenin adamıysan, ben senden daha iyi bir bilenin adamıyım. Firene basta destur de… Tarlada tek başına otlayamazsın aslan parçası… Aklını kullan yoksa havan alınır.”

***

Edebiyat Dergisi çıkaran Salan Sallanan çalışma masasında e postadan gelen yazı okuyordu ki, midesine oturmuş olmalıydı ki, okumayı bıraktı. Başını kaldırır kaldırmaz söylenmeye başladı:

“Böyle yazıyı bana ne yolluyorsun be ahmak! Böyle yazı yazılır mı? Kuşlardan gir, gökyüzünde uçsunlar. Ağaçlara konsunlar. Müzik eşliğinde laylomlar olsun.”

Sesi duyan Rüya yan odadaki çalışma masasından kalkıp Salan Sallanan’ın odasının kapı girişinde durdu:

“ Dünkü gelen yazıya mı öfkelendin abi?”

Gerginliğinden oturduğu yerde kıpırdanıp duruyordu:

“ Gelen yazıyı yayınlarsam üzerime çizgi çizilir. Bu gibi yazılar çok tehlikelidir.”

Rüya karşısındakini anlamaya çalışıyordu:

“Büroya gelen arkadaşlarınla iktidarı yerden yere vuruyordun. Biz geçmişte şöyle böyle yaptık diyordun. Nazım Hikmet’e, Ahmet Arif’e yer veriyorsun. Neden küplere bindiğine bir anlam veremedim?”

 Masadan kalkıp etrafına bakınıp sakin olmaya çalıştı:

“Rüya soldan esiyorum ama başımın derde girmesini istemiyorum. Dediklerini dergimde çıkartıyorum ama yumuşak geçişlerle anlatıyorum. Nazım Hikmet’e yer verirken komünist diye yazmıyorum.”

“Sen açıkça desene içini boşaltarak Nazım Hikmet’i ve diğer devrimci yazarları yazıyorum diye.”

Sinirleri tüm organlarına yayıldığında:

“Ben şubeye, cezaevine düşmek istemiyorum.”

“Yazıyı gönderen arkadaş gerçekçi edebiyat diliyle anlatacağını anlatmış. Yürekliymiş.”

Salan Sallanan’ın her tarafı sallanıyordu. Neredeyse Rüya’ya tekme tokat girecekti. Kendisini zor tuttu:

“Sana ben iş verdim. Beni sorgulayamazsın. İşine gelirse çalış, gelmiyorsa çık git.”

Rüya karşılaştığı gerçek karşısında şaşkınlık yaşasa da yanıt vermedi. Çalışma masasına gidip, ceketini giydi. Özel eşyalarını toparlayarak, sessizce ayrıldı.

İşyerinden uzaklaştığında durdu. Etrafına baktı ve gülümsedi.

12.06.2021   

 

 


24 Haziran 2021 Perşembe

 KİAPLAR VARDIR OKUNACAK...

ÇEVRENİZDE TANIDIĞINIZ YAZARLARIN, İLGİNİZİ ÇEKEN DİĞER KİTAPLARI   ALMANIZI ÖNERİRİM. DAYANIŞMAYLA YAZAR ARKADAŞLARIMIZIN DAHA ÇOK ÜRETKENLİĞİ ARTACAKTIR.

 SU YAYINLARINDAN KİTAPLARIM GELDİ. RECEP TATAR'A TEŞEKKÜR EDERİM.

ARKADAŞLAR FIRSAT BULDUKÇA YAZAR ARKADAŞLARIMIZIN KİTAPLARINI ALIYORUM. SIRA İLE OKUYORUM. KİTAPLARINIZI YAYINEVİNDEN ALMAYA GAYRET EDİN DİYE ÖNERİM VAR.  SU YAYINLARINA GİRDİĞİMDE SONUÇ BU OLDU...

23 Haziran 2021 Çarşamba

EDEBİYAT VE SANATTA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ


 

Hüseyin Habip Taşkın

Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına etkinliklerimiz devam ediyor. İlk etkinliğimizi Mine Bademci Kültür Merkezi’nde yapmıştık. Daha sonraki günlerde Mine Bademci Kültür Merkezi, Yazarevi Topluluğu Derneği ve Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına bir dizi etkinlikler gerçekleştirdik.

Etkinliklerimiz ağırlıklı yazar arkadaşlarımızı ayda bir çağırarak gerçekleştirdik. Aynı grupla birlikte edebiyat çalışmaları yaptık. Bir ara Halkların Edebiyatı adı altında yazarlar çağırıp, kendi anadilleri hakkında, edebiyat, sanat etrafında sunum yaptılar. Halkların Edebiyatı büyük ilgi çekmişti.

İlerleyen yıllarda Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına kafelerde edebiyat günleri adı altında yazar arkadaşlarımızı çağırıp, konuşmalar yaptırıp, kitap satışı ile devam etmişti.

Yerimizin olmaması bizler için bir sıkıntıdır. Kafelerde yaptığımız çalışmalarda çay ve kahve ücreti ister istemez el yakıyordu. Türkiye’de alınan maaş ve emekli maaşı ahım şahım değildir. Belediyelerin yapmış olduğu stantların biri hariç diğerlerinde bizi tanıtan pankartımızı asamadık.

Kovid 19 virüsü ortaya çıktığında çalışmalarımızı sonlandırdık. Nasıl bir faaliyet içine girebilirizi düşündük. Sonrasında Zoom ile yazar arkadaşlarla ilişki kurup yayına başladık. Teknolojiyi zor kavradım dersem doğru olur. Devamlı genç arkadaşımdan destek aldım. Sonrasında birçok yazar arkadaşın Zoom kullanamaması ortaya çıktı. Bu kez video yapıp yollamalarını istedik. 

Videonun haricinde fotoğraflardan oluşma, kitapları, sanatını ve resimleri alan müzikli bir kısa video hazırladık. Ali Fuat Karaöz ile benim kısa sunumumuz ile üç videodan oluşan bir bütün video yaptık. Zaman içinde geliştirdik. Yine de eksiğiz, yanımızda video yapımını anlayan bir arkadaşımız yoktur. Yirmi dokuzuncu videoya kadar edebiyat ve sanatçı arkadaşlarımızı tanıttık.

Amacımız kapitalizmin, emperyalizmin popülist kültürüne karşı, devrimci sanat ve edebiyatı savunmaktır. Olanaklarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bir halkın anadiline, kültürüne, ten rengine, ırkçı, faşist düşünceyle hakaret eden, LGBT’lilere hakaret eden, kadın katliamlarını savunan, kadına işkence edeni savunan edebiyatçı, sanatçı geçinenlere yerimiz burada yoktur.

Çalışma ortamlarımız ve olanaklarımız çok kısıtlıdır. Yine de insan yığınlarına emek ile hazırlanan edebiyat alanında ve sanat alanındaki tüm yapıtları sunmaya devam ediyoruz. Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına bizim yaktığımız küçük bir ışıktır. Bu ışığın gelecekteki yansımaları daha olumlu olacağına inanıyoruz. Geleceğin edebiyatçıları ve sanatçıları bizleri aşarak yollarına paylaşarak, bölüşerek, emek vererek sınıf bilinciyle daha kararlı yürüyeceklerdir.

16.02.2021

 

20 Haziran 2021 Pazar

DERİNDEN GELEN


 

Hüseyin Habip Taşkın

Derin devlet dünya ülkelerinde vardır. Devletin kendisi derindir. Derinde kirli işler döner. Kirli işleri şirketler aracılığıyla ya da mafyanın eliyle yaptırılır. Olan ezilen, sömürülen, yoksul halklara faturası çıkartılır.  

TC kurulmadan önce Osmanlı İmparatorluğu’nun derin devleti vardı. Sonra el değiştirdi. Ülkemizde’ de derin devletin varlığı dünden bugüne konuşuluyor.

Sabahattin Ali sosyalist düşüncesinden dolayı öldürüldü. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu öldürüldü. Musa Anter, Tahir Elçi, Hırant Dink ve bilim insanları ve diğerleri öldürüldü.  Maraş, Çorum, Malatya olayları ile bugüne kadar gelen olaylar. Sivas Madımak Otelinde yakılarak öldürülen ozanlarımız,  şairlerimiz…

12 Eylül 1980 askeri darbesi yapıldığında, Amerika’da büyük sevinç vardı. ‘Bizim çocuklar başardı.’  Kim bu çocuklar? Kenan Evren ve adamları ile uzanan kara liste bugüne kadar geliyor. Kısa örnek verilse de,  ülkemizde yaşanan karanlık sayfaların baş mimarları Derin devlet her iktidarda, koalisyon hükümetlerinde, askeri darbelerde varlığını açıktan göstermiştir. Her yıl, yılların sayfalarında yaşanmışlıklar katliamlarla, işkencelerle, yargısız infazlarla sırıtır.

Uğur Mumcu kendisini Kemalist olarak nitelendiriyordu. O dönemin Cumhur Başkanı, Başbakanı katilleri en yakın zamanda bulacağız diye cümleler kursalar da,  neden derin devletin içine girilip asıl planlayıcılarını ortaya çıkaramadılar?

Hırant Dink ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızdan birisidir. Musa Anter Kürt vatandaşlarımızdandı. Tahir Elçi Kürt vatandaşıydı. Ama derin devletin kararıyla yaşamlarına son verildi. İncelendiğinde derin devlet işine gelmediği düşüncelere karşı ortadan dolaylı kaldırmayı benimsiyor.

Dünden bugüne gelen devlet, mafya, çete düzeni derin devletiyle can almaya, katliam yapmaya devam ediyor. AKP- MHP iktidarında ise açıktan bu işler işleniyor. Her devletin bir derin devleti var dedim. Şimdiki iktidar açıktan ortağıyla muhaliflerine saldırıyor.

İzmir HDP il binasına baskın yapan Onur Gencer Deniz Poyraz’ı katlediyor. Baskın yapan Suriye’de İŞİD eğitiminden geçiyor. Bakanlarla fotoğrafları var. Hırant Dink’in katledilmesiyle birçok yönü örtüşüyor. Hatta tüm katledilenlerin öldürülmeleriyle örtüşüyor.

Herkesim AKP-MHP gitmeli diyor. Yerine gelecekler derin devleti ne yapacaklar? Ben size söyleyeyim. Derin devlet devrimcilere, Kürtlere, Alevilere ve diğer halklara saldıracaktır. Patronların yanında yer alacaklardır. Halkın üzerine polis, asker aynı şekilde gidecektir.

Burada devrimcilere, ezilen halklara görev düşüyor. Birlikte hareket etmek.

20.06.2021

 

SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...