19
Ocak 2007 tarihi Türkiye için kara bir lekedir. Gerçek suçlular yargılanmadığı
sürece bu dava bitmez. Bu ülkede ötekiler diye adlandırılanlara iyi gözle
bakılmadığı Hırant Dink’in katledilmesi ve gelişen olaylar zinciri bizlere
gayet iyi anlatıyor.
Hırant
Dink’in öldürüldüğü gün Ogün Samast’sın yaşı küçük olsada, ona verilen görevi
yerine getirdi. Rakel Dink’in sözleriyle “Bir bebekten katil yaratan karanlık.”
Kim bu karanlık? Yaşadığımız ülkemizin
anlayışı Türk İslam Sentezi ile bütünleşen Sünnicilik ile harmanlanan anlayışın
bir ürünü var olduğu sürece, Tahir Elçi, Musa Anter gibi daha çok aydın
insanların öldürüleceğinin önü açıktır.
Hırant
Dink davasında devletin makamlarında olanlardan kimi isimler öne çıktı. Yargı
derinlemesine gitmediği gibi yüzeysel ve uzatmaları oynayarak birkaç kişiye
ufak tefek cezalar kesti. Türkiye’de olan olaylara baktığımızda asıl devletin
kendi içindeki gücü bulunduranlar ve iktidarda ya da koalisyon hükümetlerinin
sorumluluğu bu işlerde vardır.
Olacak
olan olayların senaryosu her zaman yazılır. Bu senaryo kısa zaman içinde değil,
yıllar öncesinden hazırlanır. Her devletin basında bulunanlarla, yazarlarıyla
ele alırsak tehlikeli, az tehlikeli diye adlandırdığı isimler vardır. Hepimizin
devlet tarafından fişlendiği dersem daha iyi anlaşılır olur.
Bizlerin
görevi çok açıktır. Türkiye’de ve dünyada dilleri, kültürleri, ten rengi ne
olursa olsun insandır ve birer candır. Birlikte yaşamanın yolu tüm halkların
dayanışmasından geçer. Hiçbir halk bir halkın düşmanı değildir.
Türkiye’de
öldürülen tüm gazetecilerin, yazarların kimler tarafından organize edildiği
bellidir. Karanlıkları aydınlığa çıkmalıyız. Bu uzun soluklu bir mücadeledir.
Bedelleri çok ağırdır. Aydınlık bir dünyada yaşamak istiyorsak susmayın…
Hüseyin
Habip Taşkın
19.11.2023