21 Temmuz 2019 Pazar

BU GİDİŞLE DAHA ÇOK SURUÇ’LAR YAŞANIR http://www.realitehaber.com/2019/07/20/bu-gidisle-daha-cok-suruclar-yasanir/?fbclid=IwAR3YDq3iYpzYkJFuHkrI__reuow0FE2A--O97LmjNvB6Fk8N8khi3sDrZTI


Acılar bu ülkenin kaderi olamaz ama acılara yelken açtıran egemen güçler vardır. Oyununu oynatır ve sömürü çarkının devamını sağlar.

Ne çok söylemişimdir. Yazmışımdır. Yüzleşmeliyiz diye. Yüzleşemezsek yeryüzü kanla yıkanmaya devam edecektir.

TC tarihinde unutulmayan katliamlar yılına ve sırasına göre dizilmişlerdir. Gerçekleri o günün iktidarı, koalisyon hükümetleri ve askeri darbeleri üzerinden kapatılmaya çalıştılar. Bahaneler ürettiler.

Boyun eğmeyenlere mesaj dolaylı yoldan iletildi:
“Bizi dinlemezseniz sonunuz böyle olur.” Demeye getirdiler. Yüce Devletin başı, başın yardımcıları…

Suruç katliamı son katliam değildi. 20 Temmuz 2015 Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde bombalı intihar saldırısı sonuncunda otuz dört genç insan yaşamını yitirdi. Yüz dört kişi yaralandı.

Suriye, emperyalizmin kuşatma manevraları altında her yanı yangın yerine dönmüştür.

Suriyeli çocuklara topladıkları oyuncakları vermek için ölümün adresindeydiler. Bombayı patlatan oyunun aktörüdür. Ya oyunun dışında kalanlar, gizlenenlere ne demeli?

Suruç’un asıl katilleri ortaya çıkartılmadı. Tıpkı Maraş, Çorum, Malatya, Roboski, Sivas Madımak Oteli katliamı,  Ankara garı önündeki katliam ve diğerleri…

Güçlü Devlet söylemlerini çokça duyduk. Bu Güçlü Devlet öldürülen yazarların, gazetecilerin, katliamların üzerini dolaylı yoldan örterek koruyuculuğunu yapmıştır. Yapmasaydı karanlıkta kalan hiçbir olay olmazdı.

AKP kendi Güçlü Devlet anlayışıyla yoluna devam ediyor. TC devletinde bedel ödetiyorlar. Çok ağır bedeller AKP ile yoluna devam ediyor.

Karanlıkların aydınlığa çıkması için daha çok insana ulaşmamız gerekiyor.

Uygar, çağdaş değiliz. O zaman ne yapmalıyız?

Hüseyin Habip Taşkın

21.07.2019






15 Temmuz 2019 Pazartesi

TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜR OLMALIDIR “www. realitehaber.com yargılanamaz!” http://www.realitehaber.com/2019/07/14/turkiyede-basin-ozgur-olmalidir/?fbclid=IwAR0apuGZH0308pKGP1Taquh53uAhZME7KabMvaEZXroPliS_mefLSzpnctY


Türkiye’de basın özgür değildir. Muhalif, özgür basına baskılar her geçen gün katmerli olarak AKP iktidarında devam ediliyor. Tek adam iktidarını sağlamlaştırmak adına, bu diktatörlükler içinde geçerlidir. İlk önce yaptığı işlerden biride basını susturmaktır.

Davalar açmaktır. Yazarlarını cezaevine almaktır. Gazeteye para cezası vermektir. Farklı yönlerden muhalif basının sesini ve yazarlarını susturmak anca anca faşist diktatörlüklerde olur.

İşin acı tarafı da öldürülen yazarlar ve gazeteciler bu ülkede azımsanmayacak kadar çoktur. Sorgu odalarında işkenceden geçirilenleri de unutmamak gerekir.

AKP iktidarında sıranın  www. realitehaber.com’a gelmiştir.  Açılan susturma ve sindirme davası özgür basına darbe vurma anlamını taşır.

www. realitehaber.com internet ortamında yaptığı habercilikte olan biteni bağımsız gözle okuyucu kitlesine aktarmaktı. İlkeleri vardı. Dik duruşu vardı.

Egemen güçlerin işine gelmediğinden, emeğe ve halklara saygı çerçevesinde insan haklarını, doğayı, hayvan haklarını savunan www. realitehaber.com’a sahip çıkılması demokratik bir haktır.

Hüseyin Habip Taşkın
15.07.2019


2 Temmuz 2019 Salı

SİVAS MADIMAK KATLİAMIYLA YÜZLEŞMELİYİZ http://www.realitehaber.com/2019/07/02/sivas-madimak-katliamiyla-yuzlesmeliyiz/?fbclid=IwAR3zUcdRdbtKdH0Res31kJWm0J2asLDk5SFnOlXtx4tZ7raE52yDxgYLisQ


02 Temmuz 1993 tarihinde tekbir sesleriyle Sivas’ta insanlık yakıldı.  Madımak Otelinde alevler yükselirken Yüce Devletimiz kendi uygarlık anlayışını sergiliyordu. Polisi, askeriyesi, Yüce Devletimizi yöneten zatlarımız seyirciydi. Aynı zamanda birlik içindeydiler. Kime karşı?

Yönetici Bacımız: “Her şey kontrol altında” derken, içeride yananların bir önemi yok! “Dışarıdaki kalabalığa” zarar gelmediğine duacıymış. Yönetici Bacımız dersine çok iyi çalışmış. Yönetici Bacımız’ın birde Babası varmış. Baba gibi bir adammış. “Kızım konuşur da ben gerimi kalayım demiş”
Basın önünde kendisini buldurmuş. Ne de olsa Babaymış:

“Halkla güvenliği sağlayanları karşı karşıya getirmeyiniz.” Demiş. Sonracıma “Münferit olay demiş.”

Baba işi biliyor kıvrak zekâsıyla her olaya, ‘münferit’diyor. Olayı kapatın demeye getiriyor. Yanan yansın demeye getiriyor. Yananlar bizden değildir demeye getiriyor.

Koalisyon hükümetinin ortağı olan bir bilim insanı varmış. O da birkaç cümle kurayım da demeye getirmiş:
“Ne yapayım Bacım varken ben nasıl yetkili olurum demiş.”

Böylelikle Madımak otelindekiler suçlu oluvermiş. Hak, hukuk ve adalet sözden öteye gitmemiş. Hani uygarız ya?

Bunlar orada yaşanırken, Ankara’da koalisyon hükümeti vardı. Vardı da yoktu! Madımak otelindekiler yardım isterler ama Ankara’daki koalisyon hükümeti Marsta’dır. O saatte uçak seferi yoktur.

Yetkili kişiler; Bilmem ne bakanı? Neyin bakanı? Herhalde Fuzuli İşler Bakanı olsa gerek! Sivas’a telefon açamaz. Belki açmışta olabilir? Ne demiştir:
“Hava durumu nasıl?”

Telefonun başındaki zat ne demiştir:
“Madımak yanıyor. Sivas’ta sıcaklık yüzde yüz!” demiş olabilir?
***
Sivas Madımak Oteli katliamının ardından yirmi altı yıl geçti. TC devleti döneminde tüm katliamların üzeri kapatıldı. O günkü iktidar partisi, koalisyon hükümeti birinci dereceden sorumludurlar. Katliamları ortaya çıkarmadıkları için.

DYP+SHP koalisyon hükümeti de birinci derecede; 02 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli katliamından sorumludurlar.

Yüzleşemediğimiz sürece katliamlar bu ülkenin bir parçası olmaya devam edecektir.

Susma!

Hüseyin Habip Taşkın
02.07.2019



SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...