25 Haziran 2022 Cumartesi


 Altı yaşında Tahtacı Alevilere ve Romanlara söylenen ırkçı cümleler duydum. Bana “Pis Laz… Kaz uçarda Laz uçmaz mı? Irkçı söylemler söylendi. Yedi yaşında bürokrat çocuklarıyla arkadaşlığımı kestim.

Yönümü ezilenlerin, yoksulların yerleşim birimlerine çevirdim. Çocuk aklımla yaşamı sorguladım. Canımın yanması o günlerden gelir. Canım şimdide yanıyor.
Hüseyin Habip Taşkın

11 Haziran 2022 Cumartesi

AŞK VE DEVRİM


 

AŞK VE DEVRİM

İnsanların anıları vardır. Benimde bir anım var. Sizlerle paylaşmak isterim. Aşk ve sevgi ile yazıma başlayayım. İlkokulda sınıf arkadaşıma âşık oldum. Sonrasında karşı sınıfta olan bir kıza âşık oldum. Sınıf arkadaşım olan Hatice’ye söyledim. “Nahide’yi seviyorum” diye. Nahide’yi sınıfa getirip benimle tanıştırdı. Birbirimize bakıp gülüşmüştük. Sınıfımızda Mürsel diye bir arkadaşım vardı. O da Nahide’yi seviyordu. Aramızda bir yarış başladı. “Ben seviyorum.” “Yok ben seviyorum.”diye. Sınıfımızın diline düşsek neyse okulun diline düştük.  

Nahide’nin babası memurdu ve bir gün tayini çıkınca Nahide’de ailesiyle gitmişti. Mürsel ile baş başa kalmıştık. Âşık olduğumuz kızları birbirimize söylemiyorduk. Fakat birbirimizi gözaltında tutuyorduk.

İlkokulda siyah uzun saçlı, çekik gözlü bir kadın öğretmenime âşık oldum. En yakın arkadaşıma söyledim. Bir teneffüs zilinin çalmasıyla okuldaki öğrencilerden duymayan kalmadı.

Ortaokula gitmeye başladığımda devrimci oldum. Semtimizde derneğimiz vardı. Derneğe gelen kızlara, kadınlara bacı diyorduk. Bir ara beş erkek mücadele arkadaşımla konuşuyorduk. Biz mücadele içerisindeki kız ve kadın arkadaşlarımıza âşık olamaz mıyız? Diye.  Bu konuşma cinselliğe kadar uzadı. İlginç olanı ise konuşurken sesimiz duyulmasın, ayıplanmayalım diye sessizden konuşuyorduk. Dernek sorumlumuza konuyu açmaya karar verdik. Açtığımızda aldığımız yanıtla şok olduk. Flört edemezsiniz kızlar ve kadınlar bizim bacımızdır; evlenemezsiniz dedi.

Derneğimize gelen bir arkadaşımız Diyalektik Ve Tarihsel Materyalizmi okuyup anlatırken. Derneğimizde bulunan, iki limon kasasının üzerine kalası koyup oturma yeri yaptığımız yerde kızlı ve erkekli oturup, anlatılanı dinliyorduk. Bacı kelimesi aklımıza gelince sağından solundan çaktırmadan uzaklaştık. Kız arkadaşlarımızla biz erkeklerin suratları kıpkırmızı oldu.

Kitaptan başını kaldıran arkadaşımız: “Biz yoldaşız safları sıklaştırın. Kadın ve erkek devrimci mücadelede birlikte omuz omuzadır.” dedi. Biz safları sıklaştırdık.  Bir gözümüz sorumlumuzda, sorumlumuzun da bizlerde. Birkaç dakika sonra kız arkadaşlarımızın yanları boşaldı. Yine Kitabı okuyan arkadaşımız bizleri yan yana getirdi. Biz yine ayrılınca okumayı bıraktı. Kadın ve erkeğin mücadelesini anlattı.

O dönemde sokağımızda oturan bir kıza sabahın erken saatinde önüne çıkarak seni seviyorum dedim. Red edildim.  Aklıma abilerine söylerse, abileri derneğe söylerse yandım düşüncesi ile alt üst oldum.

Bulunduğum siyasi harekette ayrılık olunca ben ayrılanlara katılmıştım. Orada örgüt hakkında, çalışma anlayışını bir arkadaşımız anlatıyordu. Ben o dönemlerde sessiz biriydim. Fazla konuşmazdım.  Bu davranışımdan dolayı sorumlumuz tarafından herkesin içinde bana şunu söyledi: “Sevdiğin kadın yoldaş varsa söyle. Aranızı yapalım. Hareketin bir evi daha olur” dedi. Ben renkten renge girdim. Bunlar bizim bacımız mı? Değil mi? Arasında gidip geldim.

O gün bugündür hiçbir kadına seni seviyorum diyemedim. Sadece birisine kem küm ederek, araya eklemeler yaparak diyebildim. O da kulağa bir vızıltı gibi gelmiş olmalı.

Oysa içimden seni seviyorum diyebilmeliyim. Hatta haykırmalıyım. Yine tutukluk yapıyorum. Hatta o dönemdeki, dernekteki mücadele arkadaşlarımın benden bir farkı yoktur.  

 Ömrüm yeterse bir gün genişçe yazarım. Aşkla devrimle kalın.

Hüseyin Habip Taşkın

12.06.2022

SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...