18 Haziran 2019 Salı

DÜNYADA HEPİMİZ MÜLTECİYİZ http://www.realitehaber.com/2019/06/18/dunyada-hepimiz-multeciyiz/


Irkçılık bir devlet politikasıdır. Her devlet zamanı geldiğinde yedeğindeki ırkçılığı öne sürer. Kötülenecek, lanetlenecek bir halk mutlaka öne sürülür.  Sonracıma, o devlet karanlık işini inceden inceye yürütür.

Türkiye politikasında da zaman zaman ırkçılık kokmaktadır. Bugünlerde Suriyeli mülteciler günah keçisi ilan edilmiş, öfke ve kin söylemleri öne çıkmıştır.

İyi Parti, CHP’de bu koroya katılmışlardır. “Suriyelilerin zamanı gelince evlerine gitmeleri…” söyleniyor.

Tabanda küçümsenmeyecek kadar insan:
“Suriyeliler evlerine dönmelidir. İşimizi alıp, işsiz bırakıyorlar. Pahalılık bunların yüzünden. İnsanlarımızı bıçaklıyorlar. Etrafı kirletiyorlar, çok pisler.”

Daha çok söylemler duyuyoruz. Kendisine demokratım, ilericiyim diyende bu söylemleri söylüyor.

Geçmiş zamanda Faşist Nazi Almanya’sında Hitler topluma Yahudileri lanetli insanlar olarak ilan etti. “İşsizliğin, pahalılığın sebebi Yahudilerdi.” Bu ırkçı, faşist söylemlere Alman halkının çoğunluğu inandı. Sonracıma Çingeneler ‘Romanlar’, Komünistler, Sosyalistler, demokratlar ve kendisine karşı olan herkes suçluydu.

Lanetli dedikleri insanları topluca gaz odalarında katledip, yaktılar. Büyük ırk yaratma adına.

Mültecilik bir haktır. Türkiye’ye ya da diğer ülkelere giden Suriyeliler isteyerek ülkelerini terk etmediler. Emperyalizm Ortadoğu’daki ülkelere saldırıp, yerle bir etti. Kendi adamlarını iktidara getirdi.  Suriyeyide parçalara ayıracaktı ama olmadı.

Bir ülkenin topraklarına tankınla, askerinle giriyorsan, o ülke işgal altındadır. Emperyalizm bunu hep yapar.

Sorun şudur:
Dilleri, kültürleri ne olursa olsun. Birlikte yaşamalıyız. Paylaşmalıyız.  Söylemini daha çok dillendirmeliyiz. Asıl hedefin Suriyelilerin olmadığını, emperyalist politikaların ürünlerinin yansımasını ülkemizde yaşadığımızı anlatmalıyız.

Türkiye’de yoksulluk, pahalılık, işsizlik, ırza geçme ve diğerleri Suriyeliler gelmeden önce vardı. Bir kere birey olarak kendimizi sorgulamalıyız.
“Suriyeliler için pis insanlar” diyenler var. Bizler çok mu temiziz? Piknik yapılıyor, çöpü orada kalıyor. Sokaklarımızı hepimiz görüyoruz. Temiz mi?”

Sadece bir örneği açmaya çalıştım.

Amaç şu: Türkiye halklarını birbirine düşman etmek istiyorlar. Bu oyuna gelmeyelim.

Hüseyin Habip Taşkın

18.06.2019


15 Haziran 2019 Cumartesi

DEVRİMCİ SOSYALİST EDEBİYATÇI YAZARLARIMIZI SANATÇILARIMIZI SAYGIYLA VE SEVGİYLE ANIYORUZ.





DEVRİMCİ SOSYALİST EDEBİYATÇI YAZARLARIMIZI SANATÇILARIMIZI ANARKEN İÇİNİ BOŞALTMAYIN!

İzmir Alsancak Havagazı'nda Nazım Hikmet Ahmet Arif Şiir Buluşması 12 Haziran 2019 tarihinde yapıldı.

Buraya ailece ve arkadaşımın ailesiyle gittik. İlgimi çeken ise programı sunan arkadaşımın Nazım Hikmet ve Ahmet Arif’in sosyalist yapısını öne çıkarmadı.

Sadece bu etkinlikte değil, ara sıra edebiyat sunumlarını izlemeye gittiğimde örneğin Yaşar Kemal’in yaşamı kırpılarak anlattıkları dikkatimi çekmiştir.

Balçova Belediyesinin desteklediği tiyatro grubu Ahmet Arif’in Otuz Üç Kurşun adlı şiirinden bir bölümünü sansüre uğratıyor.

Diyeceğim şudur:

Devrimci, sosyalist yazarların yaşamlarını anlatırken, açıklıkla ve korkmadan anlatın. Bedel ödenen Türkiye’de içini boşaltarak anlatım yapmayın. Sizlerde yüreğinizi ortaya koyun.

Hüseyin Habip Taşkın
16.06.2019

9 Haziran 2019 Pazar

SEÇİMLER VE IRKÇILIK http://www.realitehaber.com/2019/06/08/secimler-ve-irkcilik/?fbclid=IwAR3BYRW2OxupJdu2pBkKBy9aGHD9fLEV16ogwr3UosrEHviYWKFYr-OVUbw


Bir ülkenin yapısını tanımak istiyorsanız, ne yaparsınız? Böyle girişi yapmamdaki amacım şudur! Seçimler seçimler vazgeçemediğimiz seçimler. Zırt pırt her yerden karşımıza çıkarcasına yapılan seçimler. Olmadı hadi bir daha denilen seçimler.

Bana gına geldi.  Size ne geldi?

Belediye seçimi yenileniyor. Yer İstanbul. Taşı toprağı altın değil ama rantı şahane olan bir belediyesi var. İşler kebap. Kebap olan yeri vermek var mı? Rejisör koltuğunda tek bir adam var. Ben İstanbul’u verdirmem diyor. Kızıyor! Öfkeleniyor.

Tarikatlar, okçular ve yandaşlar, paralar şahane atışlar serbest.  Kimin parası kimin cebine pardon kasasına… Olmadı! Bankasında… Buda olmadı. Dış Bankta. Neyse canım. Çenemizi yormayalım. Paraları alanlar sıcak havuzlara yatırım yapmışlardır. Nede olsa içlerinde bir bilen vardır elbette.

Seçim kültürümüzde yüksek, edebiyatımızda şahane. Çevir çevir konudan başka bol ne var. At bir çamur, izi kalsın. Gerçekten kalır mı? Bir acayip yarıştır bu! Utanma niye olsun? Alt tarafı bir seçimdir bu. Seçimden sonra tövbe ederiz. Şeyimizden arınırız. Neyimizden yahu? Kim yumurtladı bunları? Çok seksi pardon, güzel konuşmalarmış mış mış.

İlkokulda bizlere öğretilen cümleler vardı. Ezberler dururduk. At Ali at. Tut Ali Tut. Ye ali ye! Sen yemezsen başkası yer.

Yahu göz göre göre yiyen yiyene. Belden aşağısına vuran vurana. Böylelikle bir toplumda çürümüşlüğün adını koyarken, her olay açıktan yapılıyor.

Irkçılık seçimle bir atağa geçti. Daha doğrusu şahlandırdılar. Yıllarca işlene işlene seçimlere de ister istemez yansıyor. Muhalif olan belediye başkanına ‘Rum, neresi orası uzay mı? Yok yok siz nereli olduğunu bilirsiniz?’

Doğu Karadeniz’in geçmişinden korkuyorsunuz? Yani bir şeylerden korkuyorsunuz? Sizce neden korkuyorlar? Devletin tüm aygıtlarını seçimde seferber edenler. Neyden korkuyorsunuz?

İktidar kafayı şimdilik Rumlara takmış bulunuyor. Belki böyle bir kampanya ile saltanat kayığına binmeyi hedefliyor olabilirler?

Bu ülkede ırkçılık kimi zaman Aleviler üzerinden, Çingenelere, Rumlara, Ermenilere, Kürtlere, İsraillilere, Lazlara ve diğerlerini dönem dönem kapılarını çalmıştır.

Sorun şudur? Nereli olduğumuz önemli değildir. İnsanız! Emeği sömürüleniz! İşsiziz! Asgari ücretliyiz! Aynı havayı soluyor, aynı sorunlar üzerinden hepimiz gidiyoruz.

Bence ırkçılıkla yüzleşmeliyiz.

Hüseyin habip Taşkın
08.06.2019

SIRANIZI BEKLEMEK İSTEMİYORSANIZ...

     Seçimleri sorgulamamız gerekiyor. Hem seçim yapılıyor ve ardından Kayyım atanıyor.  Yeri geliyor  polis sorgusu, ardından adliyenin yol...