Bir
ülkenin yapısını tanımak istiyorsanız, ne yaparsınız? Böyle girişi yapmamdaki
amacım şudur! Seçimler seçimler vazgeçemediğimiz seçimler. Zırt pırt her yerden
karşımıza çıkarcasına yapılan seçimler. Olmadı hadi bir daha denilen seçimler.
Bana
gına geldi. Size ne geldi?
Belediye
seçimi yenileniyor. Yer İstanbul. Taşı toprağı altın değil ama rantı şahane
olan bir belediyesi var. İşler kebap. Kebap olan yeri vermek var mı? Rejisör
koltuğunda tek bir adam var. Ben İstanbul’u verdirmem diyor. Kızıyor!
Öfkeleniyor.
Tarikatlar,
okçular ve yandaşlar, paralar şahane atışlar serbest. Kimin parası kimin cebine pardon kasasına…
Olmadı! Bankasında… Buda olmadı. Dış Bankta. Neyse canım. Çenemizi yormayalım.
Paraları alanlar sıcak havuzlara yatırım yapmışlardır. Nede olsa içlerinde bir
bilen vardır elbette.
Seçim
kültürümüzde yüksek, edebiyatımızda şahane. Çevir çevir konudan başka bol ne
var. At bir çamur, izi kalsın. Gerçekten kalır mı? Bir acayip yarıştır bu!
Utanma niye olsun? Alt tarafı bir seçimdir bu. Seçimden sonra tövbe ederiz.
Şeyimizden arınırız. Neyimizden yahu? Kim yumurtladı bunları? Çok seksi pardon,
güzel konuşmalarmış mış mış.
İlkokulda
bizlere öğretilen cümleler vardı. Ezberler dururduk. At Ali at. Tut Ali Tut. Ye
ali ye! Sen yemezsen başkası yer.
Yahu
göz göre göre yiyen yiyene. Belden aşağısına vuran vurana. Böylelikle bir
toplumda çürümüşlüğün adını koyarken, her olay açıktan yapılıyor.
Irkçılık
seçimle bir atağa geçti. Daha doğrusu şahlandırdılar. Yıllarca işlene işlene
seçimlere de ister istemez yansıyor. Muhalif olan belediye başkanına ‘Rum,
neresi orası uzay mı? Yok yok siz nereli olduğunu bilirsiniz?’
Doğu
Karadeniz’in geçmişinden korkuyorsunuz? Yani bir şeylerden korkuyorsunuz? Sizce
neden korkuyorlar? Devletin tüm aygıtlarını seçimde seferber edenler. Neyden
korkuyorsunuz?
İktidar
kafayı şimdilik Rumlara takmış bulunuyor. Belki böyle bir kampanya ile saltanat
kayığına binmeyi hedefliyor olabilirler?
Bu
ülkede ırkçılık kimi zaman Aleviler üzerinden, Çingenelere, Rumlara,
Ermenilere, Kürtlere, İsraillilere, Lazlara ve diğerlerini dönem dönem kapılarını
çalmıştır.
Sorun
şudur? Nereli olduğumuz önemli değildir. İnsanız! Emeği sömürüleniz! İşsiziz! Asgari
ücretliyiz! Aynı havayı soluyor, aynı sorunlar üzerinden hepimiz gidiyoruz.
Bence
ırkçılıkla yüzleşmeliyiz.
Hüseyin
habip Taşkın
08.06.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder