17 Temmuz 2025 Perşembe

ABDÜL KADİR KONUK’UN ANISINA





Yazar Sırrı Ayhan’ın derlemesiyle, Kitap ‘Sidar Yayınları’ndan çıkıyor. Suya Karışan Sürgün kitabını okudum. Beni 12 Eylül 1980 öncesine ve sonrasına götürdü.  Dostları Abdül Kadir Konuk’u Anlatıyor. Kitap sayesinde kendisini daha iyi tanıma fırsatını yakaladım. Onunla internet ortamında birkaç kez yazıştık.

Sırrı Ayhan gerçekten vefalı bir yol arkadaşıdır.  İçi ve dışı da birdir. Kendisiyle internet aracılığı ile ilişki kursamda dayanışma, paylaşma yapısı güçlüdür. Kitabı çıkarmakla sol ve sosyalist hareketim, partiyim diyenlerin yapmış olduğu ortak bir tavrını ortaya çıktığını arkadaşlarının, yoldaşlarının, gerek kendi anlatımlarıyla ortaya çıktığına inanıyorum.  

Öğretmenlikten o dönem, kendi aramızda adlandırdığımız profesyonel devrimciliğe geçiyor. Tariş ve Gültepe direnişlerinde önemli rol oynayanlardan biri olarak arkadaşlarının anlatımından ortaya çıkıyor. Kendini devrimci mücadeleye adıyor.  12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde cezaevine atılıyor. İdamla yargılanıyor.  Kitapları çıkıyor.

Cezaevinden parti tarafından değil, arkadaşları tarafından kaçırılıp yurt dışına çıkartılıyor. Zaman içinde partisinden düşünce olarak ayrılıyor.  Sonradan Kürt hareketinin içinde bulunan bir gazetede yazılarını yazıyor. Kısacası burada da aktif rol oynuyor.

Buradan da düşünce olarak ayrılıyor. Asıl sorun bana göre Abdül Kadir Konuk’un inişli çıkışlı yaşamı bundan sonra başlıyor. Yazılanlardan anlaşıldığı gibi bunalıma giriyor ve intihar ediyor. Sonuç olarak başarısız oluyor. Hakkında söylemler çıkıyor. Bir yandan parmakla gösterilecek kadar birkaç arkadaşı onu ziyarete gidiyor. Bir türlü bunalımı üzerinden atamıyor.

Beni 1976 ve şimdiki zamana götürdü. Geçmiş zamanda kendi hareketi içinde olanlara, kendi dışında herhangi bir dergiyi okumak ve arkadaş edinmek iyi gözle bakılmazdı. Sorumlular ve mücadele arkadaşları şunu derdi: “Revizyonist mi? Oportünist mi olacaksın? Ve buna benzer cümleler kurulurdu. Buradan şu anlam çıkıyor! Kullandığımız bir cümle vardı. Gruplar, hareketler içinde bulunan kişilere kemikleştirme işlemi yapıyor diyebiliyorduk.

12 Eylül 1980 askeri darbesini yaşayan birçok insanımız psikolojik travma yaşadı. Yaşamadım diyenlere katılmıyorum. Şuan bile o dönemi yaşayan arkadaşlarım ve duyduklarım var. Psikolojik tedavileri sürenler var.

Hepimiz siyasi parti ve grup, hareket ayrımı yapmadan gönüllü mücadele içinde olduk. Askeri darbede yenildik. Şubelerde, cezaevlerinde fiziki, psikolojik işkencelerden geçirildik.  Cezaevinden tahliye edilenler farklı alanlara kaydı.

Çok çabuk insanların harcandığı bir dönemde yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Hatalar zinciri oluştuysa bunda kadroların hatası olduğu kadar üst düzey yöneticilerinde hatası yok mudur? Bence yüzleşilebilseydi ve açıkça hatalar sıralanabilseydi. Bugün dağınık olmazdık.

Sonuç olarak geldiğimiz nokta açıkça gözüküyor. Mücadele veren her bir yoldaşa ve Abdül Kadir Konuk’a saygımla…

18. 07,2025 ikinci yıl dönümünde bir kitapla anmak, mücadele içinde olan her devrimcinin bir kitabı olması isteğimle.

Hüseyin Habip Taşkın

18.07.2025

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ABDÜL KADİR KONUK’UN ANISINA

Yazar Sırrı Ayhan’ın derlemesiyle, Kitap ‘Sidar Yayınları’ndan çıkıyor. Suya Karışan Sürgün kitabını okudum. Beni 12 Eylül 1980 öncesine ve ...