Maymun Düşünür işlek caddede altı katlı binanın önüne geldiğinde bir anlık duraksadı. Başını yukarıya çevirdiğinde mavi tabakanın üzerinde beyaz bulutlar geçiyordu. Geriye caddeye doğru birkaç adım attı. Altıncı kata hüzünlenerek baktı.
Yüzünü karşı kaldırıma çevirdiğinde, caddede arabalar sağlı sollu yarışırcasına gidip geliyordu. Her iki kaldırımda her yaştan maymunlar, aslanlar, fareler karşılıklı gidip geliyorlardı. Acelesi varmışçasına trafiğe aldırmadan hızlı adımlarla karşı kaldırıma geçti. Yüzünü altıncı kata çevirmesiyle eski anılara, gençlik yıllarına döndü.
Yüzünün şekilden şekile geçtiğini fark etmedi bile. Belleğinde tazeliğini hep koruyan bu işkence artığı anılar, bir anda kendisini geçmişte yaşadığı bir sorgu odasına götürdü. Odada ki falaka, kaba dayak seansıyla, birde edebiyatın seçkin küfürleriyle bir sorgu daha bitmişti. Sorgudan sonra köşedeki Aslanların çalışma odasının kapı girişindeki masa yanında bulunan tahta sandalyeye oturtulmuştu.
Sorguda bedenine gördüğü ağır darbeler sonunda ağrıları nedeniyle baygın gibi uyuyup, gözlerini açıyordu. Bazen de uykudan uyandığında bir anda anımsamıyor, belleğini zorlayarak nerede olduğunu hatırlıyordu. Odaya üç Aslan girmiş ve sorumlu olan Gözlülkü Aslan:
“Şunu alın bir alttaki bölümde kalsın, belki düşünürde aklı başına gelir.” dedi.
Maymun Düşünür iki Aslan polisin arasında ağır adımlarla yürüyordu. Her iki ayak tabanları falakadan şişmişti. Hayalarına yediği tekmelerle, kalın sopaların arka arkaya inip kalktığı tüm organlarıyla ağrısını yaşıyordu.
Bu işkence faslından sonra, merdivenlerden bir kat aşağıya zorlanarak indi. Sağ tarafa düşen koridorda yürüyorlardı. Sağlı sollu kapılar kapalıydı. Karşıda görünen beyaz duvarın soldaki kapıdan içeriye girdiler. Maymun Düşünür masanın yanında ki tahta sandalyede oturan uzun Sarı saçlı kadın maymunu gördü. Kimin nesi olduğunu düşünürken, Aslan Polislerden ince zayıf olanı:
“Şu sandalyeye otur.”
Odanın içinde ikisi kalmıştı. Birbirine bakmalar on beş dakika sürdü. Sarı saçlı kadın maymun konuşmaya başladı:
“Seni aynasızlar iyi hırpalamış. Senden ne istiyorlardı?”
“Devrimciyim... Hepsi bu...”
Sarı saçlı kadın maymun elini yumruk yapıp masaya sertçe vurdu. Güüümmm diye ses yankılandı.
“ Devrimcileri hiç duymadım. Ben gececiyim... Gündüzleri uyurum.”
Maymun Düşünür Sarı saçlı kadın maymun’un ne söylemek istediğini tam olarak anlamadı.
“Fabrikada gece işinde mi çalışıyorsun?”
Başını sağa sola salladı:
“Ben pavyonda konsomatrislik yapıyorum.”
Maymun Düşünür’ün duydukları ilgisini çekti.
“Burada sen ne arıyorsun?”
“Pavyonda çalışma ruhsatımı Ahlak Polisinden yenilemeye geldim. Bir imza verip, soğuk mühür basılacaktı. Beş gündür burada tutuluyorum. Her gece burada sırayla mührü bana basıyorlar.”
Maymun Düşünür’ün aklı bir gitti geldi:
“Irzına mı geçiyorlar?”
“Hepsi katıksız orospu çocuğu...”
Kendisine yapılanları unutup, kadının canının çok yandığını, bu işlerin devrimden sonra son bulacağını düşündü. Bir ara gözleri kapandı. Sandalye üzerinde sendelerken uyandı. Karşısında Sarı saçlı kadın maymun’u gördüğünde gerçeklerle baş başa olduğunu anladı. Kadında yüzünü çevirdiğinde gülümseyerek birbirlerine baktılar.
“Devrimi yaptığımızda kadın bedeni para karşılığında satılan bir mal olmaktan çıkacak...”
Sarı saçlı kadın maymun konuşmayı ilgiyle dinledi.
“Devrim ne zaman olacak?” dedi.
“Uzak değil! Çokta yakın değil! Şartlar oluştuğunda mutlaka devrim olacak.”
Konuşmaları tam bitmişti ki, iki tane Aslan polis odaya girdi. Maymun Düşünür’ü yanlarına alıp odadan çıkarken, son kez Sarı saçlı kadın maymun ile karşılıklı göz göze geldiklerinde birbirlerine içtenlikle gülümsediler.
Merdivenleri çıkarken Gözlüklü Maymun:
“Beş saat oda da yalnızdınız. Hadi hadi Sarı Maymun ile işi pişirmişsindir.”
Merdivende durup başını geriye çevirdi:
“Sizin gibi fırsatçı değilim.”
İki Aslan polisin yumruklu, küfürlü saldırısıyla baş başa kaldı. Bağrışmaları duyan diğer Aslan Maymun polisler de geldiğinde, sayısı hesaplanamaz bir halde yumruk ve tekme çoğalmıştı. Daha fazla dayanamadı. Olduğu yere yığılıp kaldı.
Saatin hızlıca geçtiği bir vakit, Maymun Düşünür gözlerini açtığında kapkaranlık bir odadaydı. Ağrılarının ağır basmasıyla nerede olduğunu birden anlayamadı. Gözlerini yumacaktı ki, demir kapı gaaarrççç diye açıldı. Şişman Maymun kapıda bekliyordu:
“Haydi kalk bakalım. Sana birkaç soru soracaklar. Gerçi senin şakülün kaymış.”
Maymun Düşünür yıkılacakmışçasına zorlukla yürüyordu. Kısa süren yolculuk kendisine uzunmuşçasına geldi. Üçüncü odaya alındı. İçeride dört tane Aslan Polis vardı. İçlerinden bıyıklarının uçları aşağıya doğru sarkık inen Aslan Polis:
“Daha çok gençsin, diskoya git kadın maymun tavla.”
“Senin kızın var mı?”
Aslan Polisler çıldırmışçasına üzerine çullandılar. Başta kasıklarına tekme vurarak hedef aldılar.
Arabaların korna sesiyle kendisine geldi. Son kata baktığında, Şubenin yerine dershane vardı. Sarı saçlı kadın maymun’un hayatta olup olmadığını düşünerek yoluna devam etti. En çokta canını acıtan Sarı saçlı kadın maymunların pavyonlarda, genelevlerinde bedenlerinin bir mal olarak satılmasının devam etmesiydi.
Hüseyin Habip Taşkın
09.07.2022
Kutluyorum Habib Bey...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
YanıtlaSil