12 Ağustos 2018 Pazar

Tuzla Tersanelerinde İşçi Ölümleri Ne Zaman Sona Erecek? www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Ülkemizde işçi ölümleri artmaya başladı. Adına işkazası deniliyor. Oysa işkazası değil ölüme bile bile gönderilmedir. Patronlar tarafından işin parasal anlam da ucuz maliyetine kaçmadır. O sözde levhalar işyerinde asılıdır. “İlk önce işçinin ya da çalışanın işgüvenliği”, “Kaskını tak” ve benzerleri… Oysa bunlar işin formalitesidir.

Hangi işveren, işverenler gerçek anlamda işçinin iş ve can güvenliğini düşünüyor? Ya da yüzdeye vurursak kaçta kaçıdır?  Size bununla bir örnek vereceğim ve bu verdiğim örnekte yıllardır işkazaları olur. Ölümlerle bu yer anılır. Burada patronlar zarar görmez emekçi yoksul işçiler zarar görür. Daha doğrusu işçilerin aileleri çıra gibi yanar. Yıllardır bu yanan yer “İstanbul Tuzla Tersaneleridir.”

2012’nin Nisan ayının ilk haftasında Ada Denizcilik ve Tersane İşletmeciliği A.Ş’ye ait bir geminin yapımı sırasında gaz sıkışması sonucu patlama meydana geldi. Meydana gelen patlamada Ali Sağdıç ve Recep Özdağ isimli emekçi işçiler hayatlarını kaybetti. Yaralanan Beytullah Ateş, Hüsamettin Dönergöz, Samet Doğan, Fikret Yılmaztürk ve Özkan Çoban  isimli işçiler ise hastaneye kaldırıldı. Patlamanın ardından vücudunun çeşitli yerlerinde ikinci derecede yanık olan Ali Kaya'nın da Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi'ne kaldırılarak tedavi altına alındığını basında çıkan haberlerden öğrendik. Bir kez daha İstanbul Tuzla Tersaneleri tarihin sayfasına kara bir leke olarak yazıldı.

O günkü ve bugünkü iktidar partileri, koalisyon hükümetleri İstanbul Tuzla Tersaneleri sorununu çözemedi. Çünkü Patronların çıkarları en önde tutulduğu içindir. Orada geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte, dönen çarkta hep işçi ölümlerini ve yaralanmalarını duyduk.

Türkiye’de insan yaşamı bu kadar mı ucuz? Vicdan nerede? Ortada vicdan yok ki! Kapitalist sistemde yaşıyoruz. Paranın adalet sağladığı bir sistemde yaşıyoruz. Ama o sistemde hep emekçilerin canı yanmaya devam ettiğini görebiliyoruz.

Yıllardır politikacılar toplumun her katmanından yani bizlerden hep özveri beklediler ama patronlardan bu özveriyi istemediler, beklemediler. Yinede emekçi yığınlarının, yoksullarının canı hep yanmaya devam etti.

Biz emekçiler bunların hiçbirini hak etmiyoruz. Üretiyoruz ama yönetemiyoruz. İşte sorun buradadır. Bizler bu sorunu aşmak için birleşmek zorundayız. Ayrı telden değil, aynı telden birlikte haklarımızı meydanlarda aralamalıyız.

 Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı ve yönetiminin bu konuda yıllardır özverili olduklarını, seslerini her yere duyurmak için elinden gelen çabayı gösterdiklerini bizler biliyoruz.   Ada Denizcilik ve Tersane İşletmeciliği A.Ş’ye ait bir geminin yapımı sırasında gaz sıkışması sonucu patlama meydana geldiği gün Kanber Saygılı ve diğer sendikacılar Tuzla tersaneler bölgesine geldiklerinde basına, basın açıklaması yaparken patron yanlılarıyla aralarında sözlü gerginlik başladı. Bu gerginlik kavgaya dönüştü. Daha bizim emekçi işçilerimiz kimin yanında saf tutacağını bile bilememektedir. Bu bağlamda bizim işimiz gerçekten çok zordur.

İstanbul Tuzla Tersanelerinde bugüne kadar 150 emekçi işçi öldü ve aileleriyle birlikte ocaklarda söndü.  Bu bir utançtır ama anlaya bilene…
    
Hüseyin Habip Taşkın
     06.04.2012

www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...