9 Ağustos 2018 Perşembe

Sağlığımız Gasp Edilemez www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Bir toplum çevresindeki olan olaylara bu kadar mı duyarsızlaşır? Nasıl oldu da sırtımızı her olaya rahatça çevirebiliyoruz? Biz bu ülkede yaşamıyor muyuz?  Peki, biz nasıl bir varlığız ki ortak olan sorunlarımızı olmamış gibi göz ardı edebiliyoruz? Aslında bu duyarsızlık yozlaşmanın insanlar üzerindeki bir etkisidir.

Bu yozlaşmanın hız kazandığı tarihi asıl olarak 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin başlangıcıyla başlar ve günümüz 2012’sine uygulamalı olarak bizim toplumumuz üzerinde devam eder. O kadar çok olumsuzluk yaşıyoruz ki, tüm olumsuzlukları sineye çekiyoruz. “Banane” diyoruz. Ama yan etkileri hepimizde çıkıyor.  İntiharlarda büyük bir artış var. Adli olaylarda da büyük artış var. “Hırsızlık, gasp, cinayet, uyuşturucu, fuhuş ve benzeri olaylarda” ve “ barbar erkek düzeninde kadına karşı şiddet ve katliam almış başını dörtnala gidiyor.” Olan biteni hiç toplumsal olarak sorguluyor muyuz? Peki, birey olarak sorguluyor muyuz? Bence her şey ortada; hep beraber dibe doğru karanlıklara düğüm olarak gidiyoruz. Hem de çevremizi de içine alarak, demek ki bu yolda yalnız değiliz.

İyi bir gözlemci olabilmek için yaşadığımız sistemin nasıl bir sistem olduğunu kendimize sormalıyız. Yanıtlarını bulmalıyız. Okumalıyız ve yorumlamalıyız. İnsanları uykularından uyandırmalıyız. Gerçeklerle yüzleştirmeliyiz. Fakat bizlerin işi gerçekten çok zor. Sistem uyutma tezgâhını çok güzel kurmuş! Hepimiz düşünelim bu uyutma tezgâhı, tezgâhları nelerdir? diye.

Toplumsal duyarsızlıklarımızdan bir tanesi sağlıkta yaşanılanlardır. Sağlıkta sigortalarımız hallaç pamuğuna döndü. Kazanılmış haklarımız bir bir geri alındı.  Çoğunluğumuzun olan bitenlerden haberi bile yok. Bu nasıl bir vatandaş olmaktır anlamak gerçekten zor. Sağlıkta muayene parası verilmiyordu. Şimdi sigorta hastanelerinde bile muayene oldun mu sigortalıdan ilaç parası alırken kesiliyor. Bir de vergi adı altında kesiliyor. Kör, topal yolumuza gidiyoruz ama haberimiz yok.

AKP sağlıkta reform adı altında ilaçları tüm eczanelerden alınmasını sağladı ve her sigortalı her hastaneye gidebiliri de sağladı ama bunun yanında sağlıkta para dönemini başlattı. Bu başlatma sermayenin yararına olurken emekçi kesimlerin aldığı az bir maaşa gözlerini diktiler. Bunun farkında olan çok az bir insan var. Acınacak halde yolumuza devam ediyoruz. Yinede kendimize toz kondurmuyoruz. Her şeyi biliyoruz havası var ya bizde…. Ama nasıl biliyoruz? Orası da ayrı bir hava…

Hafızamızı şöyle bir gerilere doğru götürelim. Sağlık ocağında muayene düşük fiyatla başladı. Nasıl olsa tepki veren bir topluluk karşılarında yok, diyerek hızlanarak fiyatı artırdılar. Birçoğumuzun bundan da haberi olmadı. Sağlık emekçileri hastanelerinin önünde eylem yaptılar. Halka “sağlıkta paralı dönem başlıyor” dediler ve fazlasını dediler. Sokaklarda yürüdüler ama muhalefet gücü yaratılamadı.

Üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve eski SSK hastaneleri, devlet Hastaneleri ücretleri farklı olarak hastayı muayene etmeye başladılar. Sonradan reçete başına 3 TL. kesilecek denildi. Şimdide Acil hastalar aciliyeti bitince yapılan tüm tetkikler hastanın sırtına binecek ve acilde hastayı hasta yapan anlaşmayı hasta yakınları ya da hasta olan vatandaş imzalayacak. Adına AB standartları deniliyor.

Susuyoruz, insanca yaşam hakkı olan sağlıkta bile susuyoruz. Aldığımız aylık belli! Asgari ücreti bozdur bozdur harca. Bu anlaşma hepten kölelik anlaşması, insanca yaşayamayacağız.

İnsanlarımız eczanelerden kesilen paraları yeni yeni uyanmaya başladılar. Sorular sormaya başladılar. Çünkü zamlar el yakıyor. Geçim insanları artık geriyor. Ama bu da haklarımızı aramaya yetmiyor. Bir türlü emekçi yığınları, ezilenler bir araya gelip muhalefet gücümüzü koyamıyoruz. Hakkımızı aramıyoruz. Kısacası biz bize aynı yerimizde tepiniyoruz.

Duyarlı bir vatandaş olmak için ilk önce kendimizden başlamalıyız. Toplumsallaşmalıyız. Hepimizin sorunu aynı “parasız sağlık” için birlikte hareket etmeliyiz. Sağlık bizim hakkımızdır. Gasp etmeye hiç kimsenin hakkı olamaz.

Hüseyin Habip Taşkın
21/03/ 2012

www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...