Korkmak, susmak yapılanlara göz
yummak. Sorunu çözmediği gibi suç ortağı olmak anlamına gelmektedir. Hangi
sorun olursa olsun birey olarak hepimizi yakından ilgilendirir. Bireyselliği
toplumsallığa çevirebilirsek olaya müdahale ettiğimiz gibi güçlü bir sesin var
olduğunu karşımızdaki haramilerde fark eder ve geri adım atarlar. Atmasını
sağlarız.
Türkiye coğrafyasında sorun
alabildiğine çok ve hangi konuyu ele alırsanız alın kokuşmuşluk ve bireyselliği
göreceksiniz. Bizler bireysellikten yana olmamalıyız. Dilimiz, ten rengimiz
farklı olabilir ama hepimiz insanız. Emekçi, ezilen, sömürüleniz. Aynı havayı
soluyoruz. İnsanca yaşamın, hiç kimseye muhtaç olmamanın, can güvenliğinin ve
insani olan tüm değerleri hepimiz birey olarak düşünüyoruz.
Asgari ücretli çalışan kesim her iş
alanında çoğaldı. Fakat ev kiraları, yiyecek, içecek derdi durmadan artmaya
başladı. Su ve elektrik, doğal gaz parası durmadan artmaya başladı. Asgari
ücrete yıllık zam oranı komik derecede olmakla birlikte oy verilen
milletvekillerine yıllık yapılan zam gayet bonkörce yapılmaktadır.
Bence milletvekilleri bu bonkörce
zammı hiç hak etmiyorlar. Asgari ücretle milletvekillerinin aldığı maaşta
uçurum farkı olmakla birlikte halkla alay etme anlamını da taşımaktadır.
Milletvekillerinin ve ailelerinin
harcamaları TBMM tarafından karşılanıyor. Bu bir haksızlıktır. Bir yandan ağzı
açlıktan kokan insanlar, geçimlerini öyle böyle sağlayanlar ile diğer yandan el
bebek gül bebek geçinenler.
Milletvekilleri bile seçilebilmek için
milyarlar harcıyorlar. Sizler gerçekten bu vatanın rengârenk insanlarını
seviyor musunuz? Görünenler ortada
insanların geçimleri, yaşamları ortada sizin yaşamlarınızda ortada.
Asgari ücretli köleleri Türkiye
coğrafyasında mantar gibi çoğalttılar. Her iktidar döneminde olduğu gibi AKP
iktidarı da dış ülkelerin sermayelerine utanmadan, sıkılmadan çağrıda
bulunuyorlar! Ucuz iş gücü ülkemizde var. Yatırım yapabilirsiniz diye biz
emekçileri pazarlama alanlarında yem yapabiliyorlar.
Asgari ücret yetmiyor. Bir evde iki
kişi en azından çalışması gerekiyor. Ama ev kiraları da insanın ciğerini
yakıyor. İnsanları gelecek kaygısı bunalıma itmiş dibe doğru sürüklüyor. Bu
ülkeyi yönetenler utanmadan çalışanlara dolgun ücret verdiklerini savunurken
İngiltere ve diğer ülkelerle bizlerin aldığı maaşı karşılaştırırken bir yandan
kafa bulmaktadırlar.
Siyasi parti ayrımı yapmadan
milletvekillerine sormak gerekir: Vicdanlarınız rahat mı? Belediye seçimleri
geldi çattı. Pembe tablolar çizilirken oy avcılığı ninnilerle devam ettiğini ve
halkın asgari ücret sorununu çözemeyen iktidar ve muhalefet partileri hangi
şehrin, ilçenin, köyün sorununu çözecek…
Sorun çok büyük ama hiçbir sorun
çözümsüz değildir. Sorunlar kolektif çalışmayla çözülür. Burjuva yasalarıyla,
anlayışıyla çözülemez. Çünkü emek- sermaye çelişkisi belediyenin rant kavgasına
da yansımaktadır.
Artık birlikte hareket etmenin
zamanıdır. İnsanca yaşamak istiyorsak! Asgari ücretli köle olmayacağız
diyorsak! Bu coğrafyayı tüm zenginliklerimizle bizler yöneteceğiz diyorsak! Bu
işin yolu emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin ve halkların birliği ve
kardeşliğinden geçer diyorsak! El ele vererek örgütlenmeliyiz.
İnsanca yaşam bizim en doğal
hakkımızdır. Ayrımcılığa, sömürüye, talana hayır.
Hüseyin Habip Taşkın
18.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder