Yaşam koşulları ülkemizde parası olana çok
rahat, parası olmayana da tam bir eziyettir.
Gelir ve giderler dengesinde baştan sona
doğru bir bozukluk var. Bu da bizim refahtan, huzurdan söz etmemize engel
oluyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlar var üstüne bir de taşeron
sistem köleliği eklenince sorun iyice büyüyor. Ama devleti yöneten AKP
iktidarına göre sorun yok!
AKP sermayenin çıkarına göre hareket ediyor.
Daha doğrusu devlet programını uyguluyor. Emeklilere, çalışan memura, işçiye
zam yapacağı zaman “elimizden
bu kadar geliyor, bütçemiz buna müsait değil” derken samimi
değiller. TC devletinin kuruluşundan günümüze kadar bizi yönetmeye gelenler,
işçiye, memura hak ettiği aylığı vermedi. Aynı sistem AKP ile devam ediyor. AKP
iktidarı milletvekillerine kıyak zam yaparken, yaşam koşullarını yükseğe
çıkartırken sistem içinde aslan payının kimde olduğunu bir kez daha gözler
önüne sermekteler.
Aslında bu kıyak zammı devletin içinde
çalışan üst makamların ve memur statüsüne sahip olanların bazıları alıyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ‘HSYK’ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
seçimlerine yakın, dudak uçuklatan bir açıklama yaptı. O an duyanlar dolaylı
yoldan tepki gösterdiler.
Hazırlanan bir yasa taslağı var.
Kanunlaşırsa; başta 1. Derecedeki hâkim ve savcılar kıyak zam alacaklar.
Bu zammın 1155 YTL olduğunu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ,‘Mesleğe yeni başlayan hâkim ve
savcılar şu anda 3 bin 986 lira maaş alıyorlar. Bunlar 5 bin 141 Türk lirası
maaşa çıkacaktır” açıklamasıyla belirtmiş oldu.
Hâkim ve savcıların maaşlarını önemli ölçüde
iyileştireceğinize, hazırlanan yasa taslağını parlamentoya sunacağınıza, ekim
ayı içerisinde genel kurulda büyük olasılıkla görüşeceğinize, Mesleğe yeni
başlayan hâkim ve savcılar şu anda 3 bin 986 lira maaş alanların maaşı az diye
5 bin 141 Türk lirası maaşa çıkaracağınıza, emekçilerin maaşlarını yükseltin!
Milletvekillerine, polislere, askeriyeye, vali, kaymakama, savcıya, hâkime ve
diğer ensesi kalınlara kıyak yapılıyorsa, toplumun çoğu çalışanına kölelik
parası veriliyorsa, eşitsiz dağılım, paylaşım, insani ilişkiler ve diğerlerinden
söz edemeyiz. Burada yapılan ayrımcılıktır. Belirli bir nüfuzu korumadır.
Türkiye’de işleyiş mekanizması her zaman için
sorgulanmalıdır. Hâkim ve savcılara kıyak maaş gündeme getiriyorlarsa, bir
yanıyla seçim malzemesi yapılıyorsa (ki elbette yapılıyor) bunun adına da
kokuşmuşluk denir.
Türkiye’de asgari ücretle evini geçindirmeye
çalışan milyonlarca emekçi var. Bunlar bu ülkede insan yerine koyulmayanlardır.
Hiçbir değerleri yoktur. Yaptığı iş, emeği, alın teri hiç görülmez. Bir devlet
insanına eşit davranmalıdır. İnsanlar arasında uçurum yaratırsa, ayrım yaparsa,
elbette o ülkede dipten dibe kazan kaynar.
Hüseyin Habip Taşkın
12.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder