24 Ağustos 2018 Cuma

Dolu Dizgin Gidiyoruz! Bakıyoruz! İzliyoruz!


Yolsuzluk, rüşvet kokuları ortalığı sarmış doludizgin gidiyor. Birbirini ihbar etmeler doludizgin gidiyor. Rant kavgası doludizgin gidiyor. Adana ile Antakya’da tır olayı doludizgin gidiyor. Birbirlerini karşılıklı suçlamalar doludizgin gidiyor. Tarikatlarda rant ve liderlik kavgası dolu dizgin gidiyor. Ben daha iyi müslümanım, sen değilsin etiket yarışı doludizgin gidiyor. 2014, 2013’ten devraldığı yolsuzluk, rüşvet, sahtekârlık, adam kayırma ve diğer olanlar yoluna doludizgin gidiyor.

Hiçbir iktidar ve koalisyon hükümetleri döneminde bu kadar olaylar ortalığa, dökülüp saçılmadı. Devlet kademesinin her yerinde, özel sektörde bu kadar kirlilik bugüne kadar ortalığa yayılmadı. Dikkat ederseniz! Olaya karışanlara devlet desteği, iktidar desteği hemen anında uzandığı gibi ‘benim partilim yapmaz’ denildi.


Titan saadet zinciri gibi birbirine ekli olan halkalarda çalkalanmaları bakarak izliyoruz. Televizyonda yerli dizi izler gibi izliyoruz. İzlerken de yolsuzluğun, rüşvetin inkârını görürken, birbirini allah adına yerden yere vurmaları izliyoruz. İşte bizim yaşadığımız coğrafyamızın demokrasi, insan hakları anlayışını, misafirperver anlayışını izliyoruz.

Memleketimiz her yönüyle kirlendi. Acaba sizce temiz kalan bir yapımız var mıdır? Soruyu farklı olarak soralım! Kurumlar ve özel sektör içinde yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı bir yer var mıdır?

Dershane, özel okul rant kavgasıyla başlayan, üstünlüğü ele geçirmede Erdoğan, Fetullah çekişmesi 2014 yılında da kasetler, yolsuzluklar, rüşvetlerle ortalığa saçıldı. AKP iktidarında sarmaş dolaş olan bu ikili rant kavgasında düşman kardeşler durumuna düştüler. Birde imara açılacak yerlerde rant kavgası var. Aslında alanın her yerinde bu kavga var.

Rant kavgası kızışmadan önce Erdoğan, Fetullah arasını bulmak için koşan aracılar arayı bulmuş olsalardı. Bu rüşvet, talan, soygun, sömürü düzeni Allah adına bu şahsiyetler için yoluna devam edecekti.

Dünyanın dünüyle bugünü arasında birçok devlet kendini tarih sayfasında bırakarak silindi. Neden diye sorarsanız? Rüşvet, yolsuzluk, saltanat kayığında bir avuç insanın zevk ve sefa sürmesi halkın gözünden kaçmadı. Öfke büyüyerek ezilen, sömürülen, haksızlığa uğrayan insanlar arasında dalga dalga büyüdü ve kendi hakkını aramak için isyanını ateşledi.

Dünüyle bugünü arasında yaşanan sistemlerde ezen ve ezilen sınıf ayrımı hep vardı. Sömürü düzeni yıkılmadığı sürece rüşvet, yolsuzluk doludizgin yoluna devam edecektir. Yığınlar içinde kendi kendine soru soranlar olacaktır! Yukarıdakiler lüks içinde yaşar iken, ben eşek gibi çalışırken insanca geçinemiyorum? Neden ve niçinlerini düşüncesinde hep var edecektir. Kendi kurtuluşunu bir gün bulurken, toplumsal kurtuluşu da bulacaktır.

Hava kirliliği gibi siyasi kirlilik, sistem kirliliği iç içe bürünürken bunların yansıması ister istemez ezilen, sömürülen halklara olmaktadır. Bu yaşanılanlarda taraf değiliz. Bu bizim istediğimiz siyasi anlayış ve sistem yapısı değildir.

Elbette halkların, halkın, emekçinin iktidarı olmalıdır. Bunu da istemek ve başarmak bize düşer ve biz istersek olur.

Hüseyin Habip Taşkın

13 Ocak 2014

Kırmızı Siyah Bilim Edebiyat Sanat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...