Yaşamak için mücadele vermek
gerekiyor. Her insan kendi koşullarında yaşam mücadelesini veriyor. Aç kalmamak
ve kimseye muhtaç olmamak her insanın isteğidir. Ama koşullar bazen insanları
düzden ters edebiliyor. İnsanlar yaşamlarını bir biçimde sürdürüyor.
Hepimiz yaşadığı yerde işyerlerinin el
değiştiğini ve kiralık ya da satılık olduğuna dikkat etmişizdir. Bazen dükkânlar
sırasıyla boşalır, bir bakmışız birkaç ay sonra tutulmuş ve aynı yere aynı
tarzda dönerci, tuhafiyeci, tekel bayisi ve diğerleri açılmış, aynı dükkânda
aynı işi yapan farklı insanları gördüğümüzde bir an olsun düşünürüz! Burayı
kiralayan kişi buranın yapısını, konumunu araştırdı mı? diye.
Dükkân kiraları iline ve ilçesine göre
değişiyor. Yinede el yalıyor. İş kira vermekle bitmiyor. Maliyeye belirli
aralıklarla vergi taksidinin yatırılması, SGK pirimi, muhasebeciye ödenen
aylık. Elektrik ve su giderleriyle küçük esnaf sahipleri var olmak için ecel
terleri döküyor. Küçük esnafın diğer giderleri de var. Bunlara ev kirası,
elektrik, su, günlük ekmek “âdetine göre” ve diğer alış verişler, masraflar ve
benzerlerini de ekleyebiliriz. Küçük esnafın işi gerçekten bu şartlarla zordur.
1998 yılında oturduğum yerde mezarlık
durağı vardı. Sağında daracık bir cadde vardı. Caddenin uzunluğu pek o kadar
fazla değildi. Fakat o cadde üzerinde 9 tane dönerci vardı. Bu dönercilerden
birisi ilk önce açılışı yaptı. Aradan ay bile geçmeden arka arkaya döner dükkânları
açıldı. Dayanamayan kapısına kilit vurdu. Zaman içinde hiçbir dönerci o caddede
kalmadı.
Bizim insanlarımız bir alemdir. Biri dükkân
açınca diğeri de dükkân açanın biraz ilerisine aynı dükkânı açınca bir
bakmışsınız zincirleme aynı dükkândan çokça var. Aynı dükkânı o yer
kaldırmadığı için sırayla iflaslar başlamaktadır. Çekilen kredi, biriktirilen
nakit para, emekli ikramiyesi kişinin cebinden anında uçmaktadır. Birde bir
yığın borcun altına girdiğini şahsın kendisi görmektedir.
Türk mutfağı, yemekleri, Boşnak,
Arnavut börekleri ve diğer yiyecek maddelerini içeren dükkânlar benim yaşadığım
yerde fazlasıyla var. O kadar çoğaldılar ki, yakında dükkânın kapısına kilit
vuranlar çoğalır.
Belediye kanununda aynı işi yapan
dükkân yan yana açılmaz diye bir madde var. Arada belirli bir mesafenin olması
şart koşulmaktadır. Ama bazen kanun maddeleri de işlemez konuma geldiğini
görebiliriz.
Bu sistem acımasız olursa insanlar
yaşam mücadelesinde zorlu sınav verirler. Stresi bol bir sınavla işinin iyi
olmasını ister. Çünkü yaşamak zorunda olduğu için ve ailesi için strese daha
fazla girer.
Eşit ve adil olmayan vergi yükü
altında bocalar. Kira parasını denkleştirmede bocalar. SGK pirimin de bocalar.
Su ve elektrik faturasında bocalar. Ödemesi gereken ne varsa hepsinde bocalar.
Alış veriş merkezleri mantar gibi her
yerde çoğalmaya başladı. Marketler zinciri her yeri sardı. Marketler arası
rekabet küçük esnafı bitirdi. Sistemin işleyişi sermayeden yana ağır bastığını
görmekteyiz.
Sabahın erken vaktinde açılan dükkânda
akşamın geç saatine kadar beklemeleriyle sosyal yaşantılarından söz edemeyiz. Yaşamak
insanca yaşamak küçük esnaf için bu ülkede çok zor.
Hüseyin Habip Taşkın
06.02.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder