9 Ağustos 2018 Perşembe

Mültecilik Yolunda Bu Kaçıncı Ölüm www.tarimorkamsendiyarbakir.com


Dünyada insanca yaşayabilen kaç insan vardır? Hiç düşündünüz mü? Ben ara sıra kendime böyle sorular sorarım. Sormak zorunda kalırım. Çünkü savaşlar, göçler, mültecilik dünyanın tablosunda hep varlar.

Savaşların övünülecek hiçbir yanı yok ama engellenmesi de şuan olamaz. Hangi ülkeyi alırsanız alın en çok harcama yaptığı silahlardır. Ölümcül silahlar, nükleer bombalar ve diğerleri… İnsanoğlunun barbarlık yanının ağır basması anlamına geliyor.

Bir insan ya da insanlar niçin ülkelerini terk ederler? Yaşadıkları çevrede tanıdıkları insanları, akrabalarını nasıl bırakıpta başka ülkelere gidebilirler? Birinci neden savaşlar, ikinci neden kendi ülkesinde iktidarın politik baskısı, üçüncü neden ekonomik, sosyal yaşantının bitişi ve diğer etkenleride sayabiliriz.

Emperyalistler demokrasi getireceğiz aldatmacasıyla ülkeleri kendi aralarında yeniden paylaşmaya giderken, savaşlar devam ederken, ülkelerin yer üstü ve altındaki zenginlikleri kendi ülkelerine akıtmaya devam ediyorlar.

Dünyada mültecilerin olmadığı yer yok. Ten renkleri, dilleri, kültürleri farklı farklı olsa da hemen hemen her ülkede mülteciyle karşılaşabilirsiniz. Birçok mülteci bir ülkeye gidebilmek için birçok ülkeyi gizli yollardan geçmek zorunda kalıyor.   Bunlara sınır ihlali denir. Bir sınırdan diğerine kaçak yollardan geçmek gibi.  

Türkiye’ye gelen mülteciler, diğer adıyla ilticacılar burayı bir geçiş üssü olarak kullanırlar. Amaçları Avrupa, İskandinav ülkeleri ve diğerleridir. Aslında her mülteci her ülkeyi bir geçiş üssü olarak kullanır. Buda paranın öne çıkması anlamına gelir.

Bu geçişleri sistemin yarattığı mafya ağı oluşturur. Olanaklarına göre hareket ederler. Her aracı denerler. İnsanlar bu zincir halkasına takılıp umuda yolculuğa çıkarlar. Bu umut yolculuklarında mülteci ölümleride yaşanmaktadır.

Türkiye’de bu ölümler yaşanmıştır. Biteceğe de benzemiyor. Ege Denizinde 9 Aralık 2007 tarihinde Seferihisar açıklarında meydana gelen ve 79 kişinin ölümüne ve kaybolmasına neden olan korkunç olaya sahne olmuştur. Meriç Nehri’nde insanların cansız bedenleri çıkmaya devam ediyor. Baskıdan, savaştan, ekonomik koşullardan kaçanlar umut yolculuklarında ölümle burun buruna gelmeye devam ediyorlar.

İzmir’in Menderes İlçesi, Ahmetbeyli köyü, Baradan Koyu’nda 06 Eylül 2012 sabah saatlerinde meydana gelen tekne kazası sonucunda 60’a yakın kişinin cesedine ulaşıldığı, yaklaşık 50 kişinin sağ olarak kurtulduğu basın tarafından bizlere yansıtılsa da, İnsanlık adına utanç duymamız gereken bir olaydır. 

Özünde devletlerin izlemiş oldukları yanlış politikalar sonucunda bu ölümler yaşanıyor ve biteceği de yok. Olanlar halkların masum insanlarına oluyor.

İzmir’in Menderes İlçesi, Ahmetbeyli köyü, Baradan Koyu’nda ölen ve sağ kurtulan mültecilerin milliyetleri: Suriye, Irak, Filistinlilerden oluşmaktadır.

Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin konuyla ilgili röportajında konunun can alıcı tarafına dokunmaktadır.

“İltica prosedürlerinin, kişiler için kolay erişilebilir, adil ve hızlı çalışır olması gerekmektedir. Bu sağlanmadığı sürece, sığınma arayan kişilerin insan kaçakçılarının merhametine sığınmaktan başka çarelerinin olmadığı da yaşanan bu olaylarla bir kez daha gözler önüne serilmektedir.”

Mültecilerin zor koşulları, “uygar toplumuz” diye kendilerini adlandıran ülkeler ikiyüzlülükten başka bir şey yapmıyorlar. Yinede yaşam dramlarla devam ediyor.

Hüseyin Habip Taşkın
13.09.2012

Mültecilerle Dayanışma Derneği
İRTİBAT:
Pırıl Erçoban Mültecilerle Dayanışma Derneği İdari Koordinatörü
0549 483 54 22
 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...