1Mayıs 2012’ye sayılı günler kaldı.
Sendikalar, siyasi partiler 1Mayıs’ı kutlamak için kendi planları doğrultusunda
hazırlıklara başladılar. Sosyalist partilerde afişlerini reklam panolarına
asmaya başladılar. Bunun yanında 1Mayıs’la ilgili bildiriler dağıtmaya
başladılar.
Emekçilerin 1Mayıs hazırlığı sürerken,
ülkemizde emekçilerin sorunları bitirilmediği halde, katmerleşerek çoğalmaya
başladı. Geçmişten günümüze akan yıllar içerisinde iktidar partisi olanlar,
koalisyon hükümeti kuranlar, “her işimizin tıkır tıkır işlediğini ve her
işimizin yolunda olduğunu” hep basın yoluyla uyumaya çalışan bir çocuğa ninni
söyler gibi emekçilere, ezilen yoksullara, işçilere söylediler.
Her söylenen sözlerin emekçiler,
yoksullar açısından sorunlarının çözülmediğini, aksine ağırlaşan yaşamın
ağırlığı altında kesilen tüm faturaların bedelini ödemek durumuna
düşürülmüşlerdir.
Her iktidar, koalisyon hükümetleri
döneminde özveri hep halktan istenmiştir. İşverenden özveri değil, devletin
işverenin tüm çıkarlarını yasal güvence altına alıp, sorunlarını çözmüştür.
Emekçilerin başta ekonomik, geçim
derdi çözülmüş değildir. Aksine taşeronlaştırılıp, asgari ücretli köle durumuna
düşürülmüş ve bununla birlikte tüketim mallarına başta elektrik, su ve benzine,
mazota durmadan, habire zam yapılmaya devam edilmektedir. Emekçiler bu zamların
bedelini ağır faturalarla ödemektedir.
Birde 1 Mayıs 1977 yılına gidelim: Emekçiler
taksim meydanındayken çatılardan meydandaki emekçilere kurşun yağdırılmış ve
emekçi insanların ölümüne neden olanlar, devletin karanlık şefkatli kollarında
katiller kollanmış ve korunmuştur. Biz emekçilerin taleplerinde bu karanlık
olayın aydınlığa çıkması için meydanlardan haykırmalıyız.
1 Mayıs bahar bayramı diye çarpıtılmak
istense de, 1Mayıs dünyadaki tüm işçilerin, ezilenlerin, yoksulların emek
bayramıdır.
1 Mayıs emekçilerin bayramının içi
boşaltılmak isteniyor, bilmem farkında mısınız? Geçen seneye ve daha önceki
senelere baktığımızda, alana giren gruplar anında kitlesi dağılıp, alandan
dışarıya çıkıyor. Konuşmacılar konuşmalarını uzattıkça uzatıyor. Konuşmalar
kısa ve anlamlı mesajlar vermelidir. Kitleleri alanda tutabilmenin yolu yaratılmalıdır.
Sloganlar çok cılız çıkmaktadır. Kortejlerde yürüyenler daha etkin bir şekilde
slogana katılmalıdır. Meydandaki insanlar konuşmacıyı dinlemeden, kendi
aralarında sohbeti tercih edenler çoğunluktadır. Bu gibi aksiliklerin önüne
geçilmeli ve acil çözüm üretilmelidir.
1 Mayıs hak edildiği biçimiyle
anılmalı kutlanmalıdır. O da emekçi yığınlarının bilinçli bir şekilde tavır
koymasından geçmektedir. Sınıf mücadelesinde emek mücadelesini yükseltmek
zorundayız ve alanlara daha çok güçlü çıkmak zorundayız.
Kapitalizmin kişisel çıkarlarına
karşı, toplumsal çıkarlarımızı, paylaşımlarımızı, dayanışmamızı demir ağlarla
örmeliyiz. Çünkü bizler üretiyoruz ve aynı biçimde yönetende bizler olmalıyız.
1 Mayısta hep beraber alanlardayız. Buda biz emekçilerin en doğal hakkıdır.
Hüseyin Habip Taşkın
27.04.2012
www.tarimorkamsendiyarbakir.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder