Çiftlik
gibi bir ülkede yaşıyoruz, parası olana. Üç beş kuruştan söz etmiyorum. Dolar
ve avrolardan söz ediyorum, hani milyon, trilyon olanlarından. İktidar
sahibiyseniz ya da iktidara yakınsanız, dokunulmazlığınız vardır. Her yol
mubahtır mantığına hak kazanmış olursunuz. Dinide yamaladınız mı? Gel keyfim
gel olursunuz.
Ülkemizde
kokular geliyor, çöp kokusu değil bu! İnsanoğlunun yarattığı kokular bu!
Kemal
Kılıçdaroğlu bir belge televizyondan paylaştı. Ülke gündemine güm diye oturdu.
Man Adasından söz etti. Coğrafyam kuvvetli olmadığı için neresi olduğunu
bilemedim. Ünlenen bu ada İrlanda Denizinde olup, İngiltere ile İrlanda
arasında kalıyor. Birleşik Krallığa bağlı olup, küçücük bir ada ama şimdilerde
ünleniverdi.
Bu
adanın sırrı nedir? Offshore cenneti ve tüm şirketlerin uğrak yeridir. Bir
sterline şirket açılıyor. Kim açıyor ülkemizin itibarlı ve iktidarı olan
Erdoğan’ın dünürü, eniştesi, özel Eski kalem müdürü ve oğlu.
AKP’liler
ve Erdoğan belgeler açıklandığında yalanlama yoluna gittiler. Milletvekillerinden
birisi “ticari işler” dedi.
Bu
belgeler kanımca doğrudur. Bu belgeleri sıradan insan ya da insanlar Kemal
Kılıçdaroğlu’na sızdırmadı. Üst düzeyden birileridir diyorum.
Kemal
Kılıçdaroğlu belgem varla söylemine devam ediyor. Kurulan şirkete bir milyon
küsuratlı dolarlar gönderiliyor. Gönderenler nasıl böyle dolarlarla
oynayabiliyorlar? Bu paralar gökyüzünden gönderilmediğine göre, kaynağı
neresidir?
AKP
milletvekillerinin çocukları nedense işadamlığına soyunmuşlar, varlıklılar.
Neden dersiniz? İman, vatan, millet gücümü? Ne gücü? İktidar gücü olmasın? Nede
olsa yıllardır iktidardalar.
TBMM’sinde
bu olayın araştırılması gerekmez mi? Gerekir, ama engellemeler var.
Tansu
Çiller iktidarında Kuşadası’nda bir çiftlik; 1993 yılında verdiği mal varlığı
listesinde yer almadığı için sorun olmuştu. “Çocuklarının dadısına ait
olduğunu” söylemişti. İşin ilginç yanı aynı yıllarda orada bulunan Çiller
ailesiydi.
Konunun
üzerine hiçbir hâkim ve savcı gidemedi.
Gelelim
Süleyman Demirel’e: O günleri yaşayanlar bilir. Yeğeni Yahya Demirel vardı.
Yolsuzluklarla gündeme geldiğinde:
“Demirel‘in
aynı isimli diğer yeğeni de bankanın içini boşaltmaktan hüküm giydi.Demirel‘in
kardeşi Şevket Demirel‘in oğlu Yahya Murat Demirel, 1998’de Egebank’ı alarak en
genç banka patronlarından biri oldu. Ancak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(TMSF) 1999’da Egebank’a el koydu.”
Bir
de hayali ihracat davalarıyla gündeme gelmişti.
Yahya
Demirel yeğeni olsa da yargılanmasını engellemedi Süleyman Demirel.
Türkiye
siyaseti ve ticari ilişkileri iktidarda olanın yönlendirmesiyle gidiyor. Hani
siyasette şeffaflık deniliyordu ya! Demek ki şeffaflık böyle bir şeymiş.
Hüseyin
Habip Taşkın
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42155400
http://haber.sol.org.tr/toplum/kilicdaroglunun-bahsettigi-man-adasi-nedir-218851
http://www.gazetevatan.com/ciller-in-unlu-ciftligi-satista-138034-emlak/
http://www.hurriyet.com.tr/ozer-ciller-kendi-agziyla-yakalandi-39268884
http://www.radikal.com.tr/turkiye/yegen-demirele-17-yil-hapis-1088365/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder