3 Ağustos 2018 Cuma

Çiftlik Gibi Bir Ülkede Yaşıyoruz Parası Olana www.realitehaber.com


            


Çiftlik gibi bir ülkede yaşıyoruz, parası olana. Üç beş kuruştan söz etmiyorum. Dolar ve avrolardan söz ediyorum, hani milyon, trilyon olanlarından. İktidar sahibiyseniz ya da iktidara yakınsanız, dokunulmazlığınız vardır. Her yol mubahtır mantığına hak kazanmış olursunuz. Dinide yamaladınız mı? Gel keyfim gel olursunuz.

Ülkemizde kokular geliyor, çöp kokusu değil bu! İnsanoğlunun yarattığı kokular bu!

Kemal Kılıçdaroğlu bir belge televizyondan paylaştı. Ülke gündemine güm diye oturdu. Man Adasından söz etti. Coğrafyam kuvvetli olmadığı için neresi olduğunu bilemedim. Ünlenen bu ada İrlanda Denizinde olup, İngiltere ile İrlanda arasında kalıyor. Birleşik Krallığa bağlı olup, küçücük bir ada ama şimdilerde ünleniverdi.

Bu adanın sırrı nedir? Offshore cenneti ve tüm şirketlerin uğrak yeridir. Bir sterline şirket açılıyor. Kim açıyor ülkemizin itibarlı ve iktidarı olan Erdoğan’ın dünürü, eniştesi, özel Eski kalem müdürü ve oğlu.

AKP’liler ve Erdoğan belgeler açıklandığında yalanlama yoluna gittiler. Milletvekillerinden birisi “ticari işler” dedi.

Bu belgeler kanımca doğrudur. Bu belgeleri sıradan insan ya da insanlar Kemal Kılıçdaroğlu’na sızdırmadı. Üst düzeyden birileridir diyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu belgem varla söylemine devam ediyor. Kurulan şirkete bir milyon küsuratlı dolarlar gönderiliyor. Gönderenler nasıl böyle dolarlarla oynayabiliyorlar? Bu paralar gökyüzünden gönderilmediğine göre, kaynağı neresidir?

AKP milletvekillerinin çocukları nedense işadamlığına soyunmuşlar, varlıklılar. Neden dersiniz? İman, vatan, millet gücümü? Ne gücü? İktidar gücü olmasın? Nede olsa yıllardır iktidardalar.

TBMM’sinde bu olayın araştırılması gerekmez mi? Gerekir, ama engellemeler var.

Tansu Çiller iktidarında Kuşadası’nda bir çiftlik; 1993 yılında verdiği mal varlığı listesinde yer almadığı için sorun olmuştu. “Çocuklarının dadısına ait olduğunu” söylemişti. İşin ilginç yanı aynı yıllarda orada bulunan Çiller ailesiydi.

Konunun üzerine hiçbir hâkim ve savcı gidemedi.

Gelelim Süleyman Demirel’e: O günleri yaşayanlar bilir. Yeğeni Yahya Demirel vardı. Yolsuzluklarla gündeme geldiğinde:

“Demirel‘in aynı isimli diğer yeğeni de bankanın içini boşaltmaktan hüküm giydi.Demirel‘in kardeşi Şevket Demirel‘in oğlu Yahya Murat Demirel, 1998’de Egebank’ı alarak en genç banka patronlarından biri oldu. Ancak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 1999’da Egebank’a el koydu.”

Bir de hayali ihracat davalarıyla gündeme gelmişti.

Yahya Demirel yeğeni olsa da yargılanmasını engellemedi Süleyman Demirel.

Türkiye siyaseti ve ticari ilişkileri iktidarda olanın yönlendirmesiyle gidiyor. Hani siyasette şeffaflık deniliyordu ya! Demek ki şeffaflık böyle bir şeymiş.

Hüseyin Habip Taşkın



http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42155400

http://haber.sol.org.tr/toplum/kilicdaroglunun-bahsettigi-man-adasi-nedir-218851

http://www.gazetevatan.com/ciller-in-unlu-ciftligi-satista-138034-emlak/

http://www.hurriyet.com.tr/ozer-ciller-kendi-agziyla-yakalandi-39268884

http://www.radikal.com.tr/turkiye/yegen-demirele-17-yil-hapis-1088365/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...