12 Ağustos 2018 Pazar

Altın Tepsi www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Artık yaz ayı geldi ve sıcaklar insanların üzerindeki etkisini hissettiriyor. Burada da yaşamın farklı bir yüzünü görmekteyiz. Kıştan bıkanlar şimdide sıcaktan şikâyetçi olmaktadır. Doğanın yasası gereği kış kışlığını, yaz yazlığını, ilkbahar ve sonbahar olmak üzere mevsimine göre ne gerekiyorsa yapmak zorundadır.

İnsanoğlu mevsimlerin ayarını ister istemez bozdu. Kapitalizm kendi kazancına kazanç katacağım derken, doğanın dengelerini bozdu. Bizler bu dengeler doğrultusunda bulunduğumuz yerleşim birimlerimizde yaşamlarımızı sürdürmek zorundayız. Ama gözlemlerimizde doğanın tekelci sermaye tarafından nasılda hoyratça alt üst edişini izlemekteyiz.

Doğayı koruma diye bir sorunu olmayan bu egemen güçler, insanların uğradıkları her türlü eziyeti görmemezlikten gelirler. Artık doğanın iklim yapıları değişirken yer küreninde değişime hızlıca gittiğini rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.

İnsanların birçoğu ülkemizde çoğunluğa tapma diye bir derdi vardır. “Parası olan güçlü insandır.” “Parası olan her işin üstesinden gelir” ve benzeri cümlelerle desteklerler.

Ülkemizde yer altı madenleri yabancı şirketlerle ortak çıkartılmaktadır. Burada söz sahibi olan yabancı şirketlerdir. Her şeyimiz kontrol altında değildir. Yerli ve yabancı şirketlerin ülkemizdeki yer altı madenlerimizi nasıl uçurduklarını görmemiz gerekir.

Ege bölgesinde İzmir’in ilçesi olan Menderes’te üzüm bağları var. Ayrıca doğal güzelliği var. Ege bölgesinde birçok tarım alanı iktidara gelen beceriksiz yönetimler sayesinde yerle bir edildi. Kalan tarım alanları da can çekişmektedir.

İzmir Menderes’te bir ilgi odağı daha var. Efemçukuru köyü ve bu köyde Tüprag Metal Madencilik Şirketi, bu şirketin merkezi Kanada olup Eldoradogold’tur. Altın ve gümüş çıkarıldığını, Çevrecilerin bu maden çıkarmanın doğayı tahrip ettiğini ileri sürerek dava açtıklarını basına yansıdığı kadarıyla öğrenmiş durumdayız.

Efemçukuru ve diğer altın madeni aranan yerlerde çevrecilerin çekmiş olduğu fotoğraflarda doğanın nasıl tahrip olduğunu görmekteyiz. Doğanın bilinçsizce tahribi demek, yok olması anlamına gelir.

Efemçukuru’nda arama izni 512 hektarlık bir alan içinde olmakla birlikte, 73 hektarlık bir alan içinde çalışma yapılmakla birlikte, bu çalışma 15 yıllık bir süre içerisinde bitirileceği söylense de, çevrede firmanın altın madeni rezervleri var mı? diye yaptığı çalışmalarda var.

İşin ilginç yanı ise tarım alanları ülkemizde bitirilirken Efemçukuru’nda bulunan köylülere talih kuşu konmuşçasına ellerindeki tarlaları Tüprag Metal Madencilik Şirketine satmışlar ve birçok köylüde bu maden şirketinde gönüllü çalışmaktadır.

Bu olay sadece Efemçukuru’yla ilgili değildir. Türkiye genelinde çıkarılan tüm altın madenleriyle ilgilidir.

Ülkemizde çıkarılan tüm madenlerde halkımızın hakkı vardır. Ama bu hak bu işleyen sistemin mantığıyla yerli ve yabancı sermaye altın tepside sunuluyor. Bizler ise seyirci olarak bakınmaya devam ediyoruz.

Hüseyin Habip Taşkın
27/06/ 2012

www.tarimorkamsendiyarbakir.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...