12 Ağustos 2018 Pazar

Ne Olacak Emeklinin Hali?


Eskiden emekliye rağbet vardı. İşinde tecrübeli ve sigorta sorunu yok diye emekli insan çabuk iş bulurdu. Paranın bir değeri vardı. Yıllar akıp giderken, değişimiyle öyle bir hızlı geçti ki, paranın değeri dibe vurdu. Emekliye iş konusunda pek rağbet edilmedi. Geçen yılların ardından emekli şaşkın şaşkın bakındı. Ne haldeyim? diye.

Aldığı aylık aile bütçesinde açık veriyordu. Bir yerlerden geliri olmayan emekli hepten ayvayı yediğinin resmi belgesini oluşturuyordu. Ülkemizi yönetenlerce ekonomide, işsizlikte, sosyal yaşamda hiçbir problem yoktu. Her işimiz inşallahla, maşallahla gidiyordu. Ama emekliler durmadan “yetmiyor” diye dövünürken, kimileri de haklarını almak ve aramak için Emekli-Sen’i kurdular. Örgütlü gücü oluşturmayı hedefleyip, insanca yaşam için emeklilerin haklarını yağmur, çamur, soğuk, sıcak demeden yaşadığımız coğrafyanın her yerinde eylemle duyurmaya çalıştılar.

Peki, biz emekliler bu eylemliklere ne kadar duyarlıyız?  Gözlemlememizde emeklilerin birçoğu kendini kapitalizmin acımasız dayatmasına bırakmış ve durmadan darbe aldığında yandım, yandım diye feryat ediyor. Emekli-Sen ve diğer emek örgütlerinin hak arama mücadelelerinde emeklilerin büyük çoğunluğu haklarını aramak için alanlara inmiyor.

Kendimizi sorgularken, küçümsenmeyecek sayı da olan emeklilerin alanlara akması ve haklarına sahip çıkması için emek örgütlerinin bir bütünlüğü sağlaması için ülke genelinde bir araya gelinmelidir.

Özelleştirme furyasıyla asgari ücretli erkek ve kadın köleler yaratıldı. Sigortalı bir işçinin primi asgari ücret üzerinden gösterildi. İşçinin ve memurun sosyal hakları bir bir gasp edildi. Memur da sözleşmeliye dönerken, ortaya ucuz işgücünün çıktığını görüyoruz. AB ev ödevlerini yerine getiren iktidar partileri, koalisyon hükümetleri, emeklilik yaşını dönem dönem yükseltmeye devam ederken, mezarda emekliliğin yolunu açtılar.

Emeklilerin yerine şimdi genç kız ve erkek emekçi alınmaya başlandı. Bu gençlerimiz bir işyerinde uzun vadede çalışma imkânından yoksundur. Çünkü sermaye dışarıda işsiz bekleyen binlerce genç olduğunu bildiği için kalıcı kadrolar yerine zaman için de geçici genç kadroyla yoluna devam etmeyi uygun buldu.

Uzun yıllar işçilik de, memurluk da alın teri akıtan emekçiler, emekli olduktan sonra insanca yaşamı tercih ederler. Fakat sistemin işleyişinde para ilk sırayı aldığı için ve sistemde bununla paralel yürüdüğü için insanca yaşam geri plana düşüyor.

Bugün ülkemizde emeklilerin hali toz dumandır. Bir şekilde emekli yaşamını sürdürmeye devam ederken, yetmeyen maaşının ev bütçesine göre ayarlarken sinir sistemleri ister istemez dengesinden çıkarak, psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Bu olay ister istemez ailenin tüm fertlerine yansıyor.

Yaşadığımız toplumda sağlıklı bir nesilden söz edebilir miyiz?  Hayır, sağlıklı bir toplum şu anda hayal ve emekliler açısından da hayaldir.

Şu dünyayı aslında birbirimize insanoğlu dar ediyor. O da tekelci sermaye ve yandaşlarıdır. Yaşam bir koşu maratonudur. İnsanoğlu, her doğan canlı gibi hayatta kalabilmenin mücadelesini vermektedir. İlerleyen yaşında hep geçim derdiyle boğuşur. Bu boğuşmada bireysellik vardır. Bizler bu mücadeleyi “biz” diye algılarsak, insanca yaşamın önünü açmış ve adımlarımızla birçok sorunu bertaraf etmiş oluruz.

Emek mücadelesi emeklilerin olduğu kadar hepimizin sorunudur.  Gride kalmanın, beni ilgilendirmez demenin zamanı değil, birleşmenin zamanıdır. Çocuklarımıza nasıl bir ülke, dünya bıraktığımızın farkında mıyız dersiniz? Onu da sizler cevaplayın?
       
Hüseyin Habip Taşkın
              27/ 08 / 2011

YORUM
 Hasan Kaşkır: 
"Emekli Sen 2 Nolu Beyoğlu Şube Başkanı."
Sevgili Dostum Ne Olacak Bu Emeklinin Hali yazınızı okudum uzun yıllar emekli sen örgütünde mücadele eden bir emekli senli gibi yazmışsın yazını. Eğer emekli sen örgütü içersinden bir üyemiz yöneticimiz'sen sizi tanımak isterim. Yok eğer üyemiz değilsen o zaman daha fazla tanımak isterim çünkü örgütümüzün sizin gibi insanlara fazlasıyla ihtiyacı var. Ben emekli sen İstanbul 2 Nolu Beyoğlu şube başkanıyım emekli senin kuruluşundan bu yana bu örgütün içersinde hasbel kader mücadelemi sürdürüyorum. Yazınızdaki tespitlerin ve önermelerin çok doğru ama ne yazık ki sendikamızın yanlış önderlikleri ve mücadele anlayışı nedeniyle bu güne kadar sendikamızı emeklilerin bir mücadele örgütü haline getiremediğimiz gibi emeklileri de sendikal mücadelemize katamadık. bunda tabii ki bizlerin eksikliği yanlışlığı olduğu kadar örgütsüz bir toplum oluşturma konusunda ciddi çabalar sarf eden egemen sınıfların faşist devlet anlayışınında önemli bir yeri var. Ama yine de bizler kararlı ve inatçı insanlarız bugün bu hale getirilmiş 9,5 milyon emekli kitlesini herşeye rağmen örgütleyerek toplamsal mücadele içersindeki yerini almasını sağlayacağız. Bu çabalarımızda bizleri yalnız bırakmayın ve mücadelemizi gücümüzü birleştirerek sürdürmeye çalışalım inanıyorum ki o zaman bir şeyler daha çabuk düzelecek haklarımız ve taleplerimiz daha kolay elde edilecek diye düşünüyorum. İrtibat telefonum 0.542.824.84.55 görüşmek dileğiyle. Hasan Kaşkır.
30.08.2011 / 13:01


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...