AKP MHP’yi arkasına alarak, saraydan yönetimini yaparken, tek adamlığını onaylamak isteyen Erdoğan, sözcüsü Bahçeli aracılığıyla da her türlü açıklamaları yaptırmaktadır.
Yoksulluğun katmerleştiği, zam furyasının saati olmasa da zırt pırt gelmesi, Orhan Veli Kanık’ın bir şiiriyle yazıma devam etmek istiyorum:
DELİKLİ ŞİİR
Cep
delik, cepken delik, 
Kol
delik, mintan delik, 
Yen
delik, kaftan delik, 
Kevgir
misin be kardeşlik !
Şairimiz
insanımızı yani bizleri ne güzel anlatmış.
İstediği
gibi kanun teklifi hazırlanıyor. İstediğine söylemleriyle şamar oğlanına
çeviriyor. Yerin dibine sokuyor.
TC’nin nefesini hepten kesmeye, kendi rant, menfaat çıkarını sağlamlaştırmaya devam ederken, kendisine karşı olanları düşman olarak görmektedir. En çok cezaevi AKP iktidarında açıldı. Ne kadar övünseler azdır. Cezaevine dönen ülkemizin bir bölümü yarı açık cezaevi oldu.
Güne tutuklamalarla uyanıyoruz. Gazetecilere, basın emekçilerine, öğrencilere HDP milletvekillerine ve diğerlerine daha da cezalar kesilmektedir. HDP milletvekillerinin vekilliği sarayın talimatıyla düşürülmektedir. Elbette bu kararı kurmaylarıyla almaktadır. Buna MHP’de eklendi.
Toplumun neresine dokunursanız dokunun kokuşmuşluk ve bitmişlik hâkimdir.
1Mayıs 2018 yılına ilginin olması da
doğaldır.
İzmir 1 Mayıs’ını gözlemlerimle kısaca
anlatmak istiyorum: 
İlgi çok büyüktü. Her türlü baskılara karşı, halkın ve halkların yeter dediği bir gündü. Korkunun yıkıldığı bir gündü. İnsanlar asgari ücret alıyor. Altı yedi bin lira almıyor. Ya da otuz beş bin ve üzeri maaş almıyor. Yedi soyunun garantisi bazı özel şahsiyetler gibi yoktur. Çoluk çocuklarının holdingleri olmadığı gibi bazı babalardan, baba gibi babalardan torpilli mi desem? Kıyak mı desem?
Sorun olmayanları anlatmak isterdim ama hepsine sorun sıçramış!
Konak’tan, Kordon’a, Gündoğdu’ya 1
Mayıs alanına uzanan yolculukta, insanların çokluğu ve coşkusu vardı. Gençliği
vardı. Saat 14.00 ile 14.30 arasında alana daha giren gruplar vardı. 
İlgimi her bir mayısta çeken TKP korteji alana giriyor ama alandan acelesi varmışçasına çıkıp gidiyor. Bunun bir açıklaması olması gerekiyor. Birleşmekten ve dayanışmadan söz ediyorsak, birbirimize ihtiyacımız vardır.
Alanda yaşadığım bir anı oldu ve sizlerle paylaşmak isterim. A Habere ait bir kameraman ve spikeri, alanda konuşma yapılan yerin karşısında hafif bir tümsek yer vardır. Konak yönüne bakan tarafında birlikteydik. Kamerada alana girenlere bakıyor ama kayıtta değildi.
Alana insan seli akıyordu. İster istemez hepimizin morali, coşkusu yerindeydi. A Haber emekçilerinin suratı asıktı. Kameraman ile spiker aralarında kısık sesle konuştular. Kamerayı alınca ben araya girerek:
“Arkadaşlar siz çalışmanızı yapın. Buraya gelenleri ben ve arkadaşlarım engeller, alana giren kalabalığı çekersiniz.”
Bana ne dedi dersiniz? kameraman:
“Çok kalabalık çekim yapamıyoruz!”
Neyse vatandaşlar gittiğinden birkaç dakika sonra NTV kameramanı ve spikeri gelip çekim yapmaya başladı. Eh yorumlar sizin olsun?
Unutmadan bizler güçsüz değiliz. İstenirse güce dönüşebiliyoruz. Biraz daha özveri ve dayanışma. Hiçbirimizi öteye beriye itmeden omuz omuza.
Hüseyin Habip Taşkın
02.05.2018

 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder