Film
ya da dizi film çekmek isteyenler varsa yazdığım yazıyı bir okusunlar. Genişletilmiş
senaryo yazması benden… Malzemesi bol ülkede yaşıyoruz. Cesareti olan var mı?
Gelelim
konumuza:
Ülkenin
ayarı kaçmıştı ama birkaç yıldır hepten kaçtı. Bozulan bir madde için ‘bu
yalama olmuş denir’ ya! Eh işte anlarsınız. Çaktınız köfteyi.
Sedat
Peker sahneye ara sıra çıkıyor. Bende bu oyunun içinde varım dercesine AKP
haricinde herkesi asıp, kesiyor, duşlu kan banyosu yaptırıyor. Adamın kafası
bunlarla çalışıyor. Çalıştırıyorlar dersek nokta atışı yapmış sayılırım.
Aklıma
gelmişken yazayım. Cellat, ‘benim görevim cellatlık demez.’ Tanınmaması için
kendini gizler. Ama bu şahsiyet gazı ve gücü aldığı bir yer var. Kesin! Hep
hırlıyor.
Şimdilerde
AKP+MHP hariç herkese posta koymaya devam ediyor. Bu şahsiyet iki partiye destek
verirken bir yandan silahlanma çağrısı yaptı. Bu şahsiyetin dokunulmazlığı var.
Bu
ne özgüven böyle? Acaba özgüven mi desek?
Böyle
bir konuşmayı varsayalım AKP+MHP’ye karşı sıradan biri dillendirdi. Dillendiren
kişinin akıbeti sizce ne olabilir? Başına her iş gelebilir.
İnsanları
ayrıştıran, ötekileştiren derken geçim derdi, her dert hepimizi gerdi.
Savcısı,
hâkimi, polisi iç dünyasında düşünüyor ‘banane’ diyor. Ama açıktan
söyleyemiyor. Acaba Yusuf yusufçuk diyenler var mıdır? ‘Yerimden olurum.’
Korkusu hani her yanlarını sarmış mıdır?
Dünyada
diktatörler günü geldi toprağın dibine girdiler. Nasıl girdiler? Tehdit ile bu
işler olmaz. Bu ülkede boyun eğmeyenler de vardır. Tahtı, saltanatı uçar
gider. Sonuçta iyi anılacak hali olmaz.
Çok
acayip bir senaryo oldu…
Hüseyin
Habip Taşkın
10.02.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder