7 Şubat 2019 Perşembe

İKTİDAR NEDEN SANATÇIDAN HOŞLANMAZ https://pirtukweje.wordpress.com/2019/02/07/hueseyin-habip-taskin-iktidar-neden-sanatcidan-hoslanmaz/?fbclid=IwAR0yyHBCMkuxzkeuPBQhTwX-KnkytZYpD6Gc9JcWKX8mXbj2NcGdb1LQX5g


Sanat toplumların yapısını ortaya koyar. Aynı zamanda kitleye direk ya da dolaylı olarak bilinç taşır. Sonunda yorumlama bölümüne gelir. Sanat ile bütünleşen toplumlarda düşünce üretme, bir anlamıyla iktidarı da şekillendirir.

Bir yandan sanat dilleri ve kültürleri farklı halkların ortak buluşma ve kaynaşma alanıdır. Birbirlerine materyaller sunarak daha çok zenginleşmenin önünü açar. Güçlü bağlardan kuvvet doğar. Sevgi ve saygının ardından birlikte hareket etme ve paylaşmanın adımı atılmış olur.

Sanat ile beslenen kişilerin devamlı olarak araştırmasıyla kendisini yenilemesiyle topluma mesaj vermesi bir olur.

Bizim gibi ülkelerde ise sanatçı olmak hepten zordur. Kelle koltukta gezmeye benzer. Soruşturmalardan soruşturmalara, işkenceden işkenceye, cezaevinden cezaevine postalanır durursun. Basın yoluyla yapılan haberde mimlisin. Tanınan biri olduğundan ayvayı yemiş bir hal aldırırlar. Kısacası sana nefes aldırmamak için ellerinden geleni esirgemezler.

Sorguda sorguyu yöneten söylenir:
“Sana mı düşmüş fakir fukarayı savunmak?”

Evet sanatçıya düşmüştür ezilenin hakkını savunmak ve uykudan uyandırmak. Ooooo sanatçı efendilerinin önünde büyük suç işlemiştir. Karar anında çıkar. ‘Kellesi vurula…’ Sahi ya! Bu topraklarda kaç tane sanatçının kellesi vurulmuştur?   

Sanatçıda taraftır. Ezen ya da ezilenin yanında yer alır. Her iktidar döneminde el pençe duran, el etek öpen sanatçıyım diyen kapı kulu olanlar türemiştir. Daldan dala atlayarak her türlü şaklabanlığı yaparak nemalanmaya çalışan oryantal dansözlerimizde mevcuttur.

Paraya dayalı yönetimlerde böyle çelişkilerin var olması bazı kişilere acayip bir durum olarak gelse de, kendilerini sorguladıkları içindir. Sorgulayan kişi düzen ile çelişkisini görür. Bu bağlamda tavrını net ortaya koyar.

Curcunalı yaşam devam ederken sanatçı iktidarda bulunanların tavırları arasında var olmaya gayret eder. Kafa yorar. Özgür düşünür amma pratikte yapacağını tam olarak net ortaya koyar mı?

Dolaylı yoldan düzenin işleyen karanlık, bulanık beynini her türlü sanata dökerek, güldürerek, ağlatarak, kafalarda düşünceler yaratarak, insan olmanın vurgusu yapılmaktadır. Düzeni boş beşik gibi sallayıp kitleleri uyutmaya çalışanlar tarafından hoş görülmez. Hemen ezmeye çalışırlar. Nasıl mı? İktidar gücüyle… ‘Ben güçlüyüm’ der.

AKP kendi diktasını kurmak için baskı oluşturduğu alanlardan biriside Sanat ile uğraşanlardır. Hele hele dik duruş sergiliyorsa sanatçı hemen biletini kesiyorlar. Savcı, hâkim, polis göreve oluyor.

Sanatçıya ve sanatçılara düşen görev birlikte hareket etme ve halkın, halkların her türlü sorununu dile getirirken çözümleri de ortaya koymalıdır.

Bu ülkede sanatçılar geçmişten günümüze uzanan yıllar içinde ‘demokrasi adı altında yönetiliyoruz’ diyenlerden çok çekmiştir.

Sanatçılar susarsa her yer zindan olur. Düşüncen zaman içinde toz olur gider.

Susma…

Hüseyin Habip Taşkın
01.02.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Acılarımız Ortaktır

 Her halkın acıları birbirine benzer. İnsanca yaşamak her bireyin hakkıdır. İnsanca yaşıyabiliyor muyuz? Kendimizi birey olarak sorgulamamız...