Ben
bilirimli siyaset zamanı kabak tadı verdi. Argolu cümleler ortalığa derin izler
bırakarak taştı. Temizlik işçileri bile
bu izleri temizleyemez.
Karşımıza
öfkeli, ötekileştirmeli, kinci, birazda ırkçımsı, dinimsi, kültür yapısında biri
çıkıverdi. Benim ‘dediğim kanundur’ demeye başladı. Eli uzun mu uzun. Her
konuştuğu zehir zemberek.
Siyaset
zamanında Kürtleri günah keçisi yaptı. Oy gelmesi gerek, dozaj arttı gidiyor. Kürtlerle
yetinmedi. Karşısında olana çattı. Hepsini bir kefeye koydu. ‘terörist’
oluverdiler.
Kültür
yozlaşması yaşıyor ve izliyoruz.
AKP’ye
oy veren cenneti garantiledi sözleri havada uçuşuyor. Hırsızlar, tecavüzcüler, katliamcılar,
işkenceciler, diktatörler ve bunun benzerleri yaşadı. Cennet o zaman AKP’nin
ayakları altında mıdır?
İnsanların
akıllarıyla alay ediyorlar.
Tarım
ürünlerinin çoğunluğu yurt dışından geliyor. Neden geliyor? Çiftçiye kırmızı
kart gösterdiler. Sahanın dışında kaldı. Hatta tarlası satılık ya da mahkeme
yoluyla satışa çıkarıldı.
Bizim
Tanzimlerimiz var diye boy gösterisi yapıyorlar. Dışarıdan mahsül gelmesiyle bu
işler dönmez.
Hangi
tarafa yüzünüzü dönseniz, her yer kokuşmuş.
Bir
yolu vardır elbet. Emekçilerin, yoksulların, herkesin birleşmesi gerekir. Umut
hepimizde. Gerisi gelir.
Hüseyin
Habip Taşkın
07.03.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder