İyiye
doğru gitmiyoruz. Kırılma noktasındayız.
Irkçılık, faşizm, diktatörlük, ötekileştirme, korku, işsizlik, sömürü,
yoksulluk, rüşvet, linç kültürü, kadına şiddet ve yaşadıklarımızda ne ararsan
var.
Elimde
bir kitap var. ‘Ben Milletvekili iken’ Yazarı Çetin Altan’dır. Bu kitabı
önemsiyorum. Delil niteliğindedir. TC’nin işleyen çarkının o gününü anlatıyor.
‘1965
seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi milletvekilleriyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde yerini alıyor. Muhalefet ettirmiyorlar. ‘Dayak cennetten çıkmadır’
diyerek ara sıra bazı bazı günlerde dövülüyorlar, hakarete uğruyorlar.
1965
Türkiye genel seçimleri, 10 Ekim 1965 tarihinde yapılmıştır. Süleyman Demirel
Başbakandır.
1965
yılında TC’nin Başbakanları:
‘20
Şubat 1965' e kadar İsmet İnönü, 20 Şubat 1965 ile 27 Ekim 1965 arasında Suat
Hayri Ürgüplü, 27 Ekim 1965'den itibaren de Süleyman Demirel’
Yazıma
buradan başlamamın nedeni şudur:
TC devleti
dünüyle, bugünü arasında linç girişimi ve katliamlarıyla tarihin sayfalarında
yerini almıştır. Öfke, kin, ötekileştirme, aşağılama ve diğer etkenler bir
ideolojinin yansımalarıdır.
Bu
bağlamda Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıda ‘linç kültürünün’ bir
parçasıdır.
Erdoğan
ve AKP’si muhalif gördüklerini devletin olanaklarıyla sindirmeye, ırkçılığıyla,
ötekileştirmeye tüm gücüyle devam ediyor. Hak hukuk oldu guguk.
TC
dünüyle, bugünüyle yapmış olduğu linç girişimleriyle ve katliamlarıyla
yüzleşmek zorundadır.
Erdoğan
kendi egemenliğini tam olarak kuramadığından tam gaz saldırıyor. HDP’liler
saldırıyla her zaman yüz yüze kaldılar. Sıra CHP’de.
Daha
önceki yazılarımda sıra CHP’ye geleceğini yazmıştım. Başka ne yazmıştım? İyi
Parti’ye, Saadet Partisi’ne sıra gelecektir.
Devrimciler
her iktidar döneminde saldırıya uğramışlardır. Aleviler ve Kürtler derken
sahneye birilerini muhakkak çıkartıyorlar.
Ne
yapmalıyız:
Birlikte
yaşamanın yollarını aramalıyız. Birbirimize öfke ve kin duymamalıyız. Herkes birbirine dokunmalıdır. Dertlerimizi
paylaşmalıyız. Sorunlarımız ortaktır.
İnsanca
bir arada yaşama evet demeliyiz.
Kemal
Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamalıyız. Her alanda birbirimize
kenetlenmeliyiz.
Yoksa?
Hüseyin
Habip Taşkın
23.04.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder