İstanbul
İstanbul olalı böyle bir seçim gördüğünü duymadım. Çok ilginç sözlerde
duyuyoruz zaman zaman. Nede olsa çok yönlü kültürümüz her yanıyla fışkırıyor
beyinlerden. Her kafadan acayip düşünceler ortalığa saçılıyor.
Kültürümüz
o biçim şekilleniyor. Büyüklerimiz
hepimize çok güzel örnek teşkil ediyor. Kurulan cümlelerin ayarı yok. Ne tarafa
gittiği, eğrildiği belli değildir.
İlle
de İstanbul deniliyor. Başkan ve ekibi vermem diyor. İktidar ve güç bende
diyor. “Seçimi ben kazandım” diyor. Seçimin ana merkezi YE SE KA “ben karar
veremem” diyor. “Adres Başkan” diyor. Böylelikle tek adamın ağzından çıkan
kanunlar geçerli sayılıyor. Baba yasaya böylelikle gerek olmadığı anlaşılıyor.
Başkanın
desteklediği her zaman satranç oyununda kullandığı, her yere sürdüğü fil mi
desem, kale mi desem, piyon mu desem, vezir mi desem… Ne desem?
Başkanın
Has Adamı da ortaya çıkıp, Başkanla birlikte “oylarım iç edildi” demeye
başladılar.
Ortada
sandıklar var. Sandıkları bekleyen partililer var. Gözlemciler var. “O gün bir
şeyler oldu.” Acaba Ayşe Ali’ye aşkını mı ilen etti? Etti de biz mi duymadık.
Göremedik. Demek ki bir şeyler çok acayip olamamış. Ortalık toz duman gidiyor.
Hava Durumu bildiğini okuyor.
Başkanın
Has Adamı ağırbaşlı pozlarında, biraz şaşkın olsada “ben koltuğumu isterim.”
Diyor. Muhteşem açıklamasını yapıyor:
“Cümle
âlem duysun beni. Bağrım yanıyor. ‘Bunu söylerken kafası kıyak değildir.’
Asıl
meselemize gelelim. Sandık Başı bana oy vereni şıp diye anlıyor. Üçün birini iç
edince ne kalır? Neyin neyi kalır? İki… Çaktınız mı köfteyi? Oylarım iç edildi
ey vatandaşım benim.”
İstanbul
İstanbul olalı böyle şenlenmedi.
Hüseyin
Habip Taşkın
21.05.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder