Paldır
küldür, gelişi güzel gidiyoruz. Gittiğimiz yön karanlığa mı yoksa aydınlığa mı
sorusunu kendisine soran kaç kişiyiz? Daha doğrusu yaşadığımız coğrafya da ne
olduğunu kaç kişi takip edebiliyoruz?
Olan
olaylara yorum yapabiliyor muyuz? Duyarlı mıyız? Yoksa salla gitsin diyenlerden
miyiz?
Elli
dokuz yaşındayım. Aklım ermeye başladığından ve kendimi sorguladığım yıldan
beri para babaları hep korundu. Halka mavi boncuk, hayali olarak verilen
sözlerde kaldı. Fakat birçoğu fakirin umudu diyerek saftirikçe inandı. Düzen
partileri hep aynı nakaratta ayrı düşünceyi savunuyormuşçasına hep ninni
şarkısını söyleyerek umutlarımızı çaldılar. Askeri Darbeler ise direk çaldı.
Uykudan
uyanmanın zamanı gelmedi mi?
Az
maaşla itaat etmeyi, işsizsen ‘kaderin buymuş, karşı gelmek günahı,’ ‘büyüğün
ne söylerse doğru söyleri’ hafızamıza farklı yöntemlerle hep kazıdılar. Kazmak
ne kelime! Vura vura aptallaştırıldık desem?
Zamlar
bu ülkenin yarasıdır. Tekelci sermaye bu zamdan etkilenmiyor. Dümeni tam yol
gidiyor. Zam dalgası yıllarca kimleri vurdu? Aşağı tabaka denilen yığınları
vurdu. Acaba bu aşağı tabaka kimdir? Yahu bu zamları yapan kimdir?
Düzen
böyle kurulduysa böyle gitmesi mi gerekiyor? Sizce?
Zamlar
2019 yılında daha okkalı yağacaktır. Şu Belediye Seçimleri yapıldıktan sonra
sağanak zam yağışlarını göreceksiniz. Hepimizin canını acıtacaktır. Ama okkalı
acıtma olacaktır.
Ne
yapmalıyız? Sizce?
Bence?
Dilleri, kültürleri ne olursa olsun birlikte hareket edilmelidir. İnsan olmanın
bilinciyle hareket edilmelidir. Paylaşmayı, bölüşmeyi ve yer sofrasında hep
birlikte yiyebilmeyi ve sorunlara çözüm üretme hedeflenmelidir.
Bizim
adımıza düzen partileri değil, bizler konuşmalıyız. Söz, karar ve yetki bu
ülkede yaşayanların olmalıdır.
Hüseyin
Habip Taşkın
13.01.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder