Hüseyin
Habip Taşkın
İNSANCA
YAŞAMAK VARKEN
Sindirme,
korkutma bir yere kadardır. O yerde insanda ve insanlarda dışa vurma başlar,
her şeyi göze alarak tepkisini gösterir. Onları hiçbir iktidar durduramaz. Tarihe
bakın imparatorluklarda, padişahlıklarda yöneticiler saraylarda saltanat
sürerken, askeri gücü varken bile açlıktan, ezilmekten, sömürülmekten payını
alanların başkaldırışları vardır.
Gelelim
ülkemize, bir yerde saltanat içinde yüzenler ile bir yerde de yoksulluktan,
sömürüden, baskıdan nasibini alanlar. Arada büyük bir uçurum vardır. Bu uçurumu
yaratanlar dünya ülkelerinde iktidarı yönetenlerin uyguladığı bir düzenin
devamıdır. Sanki babadan oğula miras kalmışçasına iktidara gelen çevresiyle çağ
atlıyor. Yıldızı parlıyor. Din adamları ne diyor? “Kaderine razı ol! Diğer
tarafta rahat edersin!”
Dünya
ülkelerinin neyi vardır? Bakın burası çok önemlidir. Askeri ve polis gücü vardır.
Hadi bakalım konuya buradan bakalım!
İnternettin
her türlü olanaklarından faydalanıyoruz. Dünyadaki olaylar internet ağına
düşüyor. Konumuzla ilgili olarak; bir devlet başkanı koltuğunu bırakmıyor.
Muhalefet: ‘Seçimlere hile karıştırdın’ diyor. Ortam geriliyor sahneye polis ve
asker tam teçhizat çıkıyor. Sonrasında cenk başlıyor.
Ekmek
zammı, hayat pahalılığı, yolsuzluk ve diğerleri için insanlar sokakta iktidar
koltuğunda oturanı protesto ediyor. Koltuktaki acayip bozulduğu için ‘ya kulum
hücum’ emrini veriyor.
Ülkemizde
de manzara dünya ülkelerinden pek farkı yoktur. Her ülkede demokrasi, uygarlık
diyor ama polis ve asker gücünü arkalarına alıp, halklarına karşı set
oluşturuyor.
Ermenek’te,
Ünye Ordu’da ve diğer yerlerde hak aramalarda karşılarına polis ve asker
çıkıyor. Gazeteciler, bilim insanları, sanatçılar, yazarlar, düzenden hoşnut
olmayanlarda payına düşeni alıyor. İlkokulda ‘polis ve asker halkı korur’ diye
öğretmenimden duymuştum. Yaşam pratiğinde anlatılanlar yanlıştır. Sermayeyi ve
iktidarları koruduğu bir gerçektir. Bu
işi sadece AKP’ye yıkmak yanlış olur. Dünden bugüne iktidar koltuğuna
oturanları yani düzeni sorgulamak gerekiyor.
İnsanca,
eşit koşullarda dilleri, kültürleri ne olursa olsun birlikte yaşamaktan yana
olmalıyız. Hepimiz insanız ve birer canız.
29.10.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder