29 Haziran 2021 Salı
KİTAP VARDIR OKUNACAK...
'YAZAREVİ TOPLULUĞU DERNEĞİ'NDE BİR ZAMANLAR BİRLİKTE OLDUĞUM YAZAR HANDAN ALTIN ARKADAŞIMIN "BEŞ DUVAR BİR ODA" ADLI ÖYKÜ KİYTABI YAYINLANDI.
YAZAR ARKADAŞIMIN YOLU OKUYUCUSUYLA BULUŞSUN...
26 Haziran 2021 Cumartesi
https://almanyalilar.net/2021/06/edebiyatin-nasili/?fbclid=IwAR0Pv77cdvUETMOXbZdonzXVAlNWBhNbHVFXipQd78LQnrdtEumGJ-_WiM8 EDEBİYATTIN NASILI
Ülkede
betonlaşma dönemi tüm hızıyla sürüyordu. Tarla, ova, dere kenarı, orası burası
fark etmiyordu. Koskoca yöneticinin ağzından bir kere çıkmıştı. Son cümle de:
“Ölmek
var dönmek yok.”
Yakın
tarihte demişti.
Çılgın
Proje adı altında asırlık ağaçlar bir günde kıyıma uğradı. Mantar gibi yerden
gökyüzüne uzanan devasa binalar fışkırıverdi. Binalar iç içe, dip dibeydi. Çağdaşlığı
ve medeniyeti betonlaşmayla ölçen bir bilenimiz vardı. Süper akıllıydı. Her
şeycikleri bilirdi.
Kurnazlar
havayı koklar her dönemin, her başa gelenin adamıdır. Fırsatlar bu gibiler için
vardır. Müteahhit Eğri ne zaman doğru olduğunu bilen yoktur. İlçenin en parlak
cilalı işlerini alırdı. Arsayı öteye beriye, aşağıya yukarıya doğru bir
kılıfına uydurup yapardı.
Bir
bilenin yanında yer aldı. Hiç kimse bu işe şaşırmadı. Müteahhit Eğri’nin
kulağına birileri fısıldamıştı. ‘Dağın başı’ diye. Allah’ın sevgili kuluydu
nede olsa işleri iyi gitmeyecekte garibanın mı gidecekti. Dağın başından beleşe
getirdi toprakları. Topraklarda yeşerdi betonlaşma.
Müteahhit
Eğri takım elbiseli, gömlekli ve kravatlı asiller soyuna girmişti. Sesi bir
politikacı gibi çıkmaya başladı:
“Dağa,
taşa açıkta kalmayasınız diye yollar, evler yapıyoruz. Kış, yaz demeden sizi
düşünerek çalışıyoruz.” Dedi.
Aynı
cümleleri yer değiştirerek önüne çıkanlara söyledi. Üç dört yıl sonra doğadan
geriye eser kalmamıştı.
Bakkal
Cevdet burada doğmuştu. İlk anlarda Çılgın projeyi desteklemişti.
Konuşmalarında:
“Allah
bunları başımızdan eksik etmesin.” Demişti.
Gerçeği
anlayıncaya kadar doğal güzellik bir varmış yokmuşla iç edilmişti. Her
şeycikler kitabına göre düzenlenmişti.
Müteahhit
Eğri’nin ensesi kalınlaştı. Göbeği de önden gidiyordu. Böyle durumda koruması
olmalıydı. Bir bileni örnek alıyordu. Korumadan
sonra bir sekreter ve metresi oldu. Metresten sonra sekreteri sevgilisi oldu.
Sevgilisinden sonra metresi sevgilisi oldu.
Müteahhit
Eğri gözünü daha yukarılara dikti. Düşüncesi ekseninden böylece çıkıp, gayri
meşru işlerle uğraşmaya başladı. İşlerinin üstünü örtmek ve bir bilenin gözüne
girmek için:
“Akıllı
olun yoksa aklınızı başınızdan kerpetenle alırım.”
Demeye
başladığında ortada yargı gözükmedi. Kim akıllı olacaktı. Lafı kime sokuyordu.
Sokarken de neler götürüyordu?
Ayarı
bozuk insanlar etrafında çoğalmaya başlamıştı. Çoğalma olurken indirme ve
bindirme olayları artıyordu. Lale devri önceden yaşanmıştı. Bu devrin adı
neydi? Müteahhit Eğri sahil kasabasında denize girmeden önce ayarı bozuklarla
bir basın açıklaması yaptı:
“
Daha ayağınızı denk almadınız mı? Size sütlü banyo yaptırırım.”
Sesler
birbirine girdi:
“Başımız
başımız ölde ölelim.”
Kimlere
süt banyosu yaptırılacaktı? Niçin öl de ölelim deniliyordu?
Yükselme
devri durmadan ilerliyordu. Müteahhit Eğri korkusuz cengâver ayarı bozuklarla namına
nam katıyordu. Dış ve iç ilişkilerde büyüdükçe büyüdü. Aslan payını tek başına
yemeye kalkınca Yerden bitme Kenan:
“Aga
sen bir bilenin adamıysan, ben senden daha iyi bir bilenin adamıyım. Firene
basta destur de… Tarlada tek başına otlayamazsın aslan parçası… Aklını kullan
yoksa havan alınır.”
***
Edebiyat
Dergisi çıkaran Salan Sallanan çalışma masasında e postadan gelen yazı okuyordu
ki, midesine oturmuş olmalıydı ki, okumayı bıraktı. Başını kaldırır kaldırmaz
söylenmeye başladı:
“Böyle
yazıyı bana ne yolluyorsun be ahmak! Böyle yazı yazılır mı? Kuşlardan gir,
gökyüzünde uçsunlar. Ağaçlara konsunlar. Müzik eşliğinde laylomlar olsun.”
Sesi
duyan Rüya yan odadaki çalışma masasından kalkıp Salan Sallanan’ın odasının kapı
girişinde durdu:
“
Dünkü gelen yazıya mı öfkelendin abi?”
Gerginliğinden
oturduğu yerde kıpırdanıp duruyordu:
“
Gelen yazıyı yayınlarsam üzerime çizgi çizilir. Bu gibi yazılar çok
tehlikelidir.”
Rüya
karşısındakini anlamaya çalışıyordu:
“Büroya
gelen arkadaşlarınla iktidarı yerden yere vuruyordun. Biz geçmişte şöyle böyle
yaptık diyordun. Nazım Hikmet’e, Ahmet Arif’e yer veriyorsun. Neden küplere
bindiğine bir anlam veremedim?”
Masadan kalkıp etrafına bakınıp sakin olmaya
çalıştı:
“Rüya
soldan esiyorum ama başımın derde girmesini istemiyorum. Dediklerini dergimde
çıkartıyorum ama yumuşak geçişlerle anlatıyorum. Nazım Hikmet’e yer verirken
komünist diye yazmıyorum.”
“Sen
açıkça desene içini boşaltarak Nazım Hikmet’i ve diğer devrimci yazarları
yazıyorum diye.”
Sinirleri
tüm organlarına yayıldığında:
“Ben
şubeye, cezaevine düşmek istemiyorum.”
“Yazıyı
gönderen arkadaş gerçekçi edebiyat diliyle anlatacağını anlatmış. Yürekliymiş.”
Salan
Sallanan’ın her tarafı sallanıyordu. Neredeyse Rüya’ya tekme tokat girecekti.
Kendisini zor tuttu:
“Sana
ben iş verdim. Beni sorgulayamazsın. İşine gelirse çalış, gelmiyorsa çık git.”
Rüya
karşılaştığı gerçek karşısında şaşkınlık yaşasa da yanıt vermedi. Çalışma
masasına gidip, ceketini giydi. Özel eşyalarını toparlayarak, sessizce ayrıldı.
İşyerinden
uzaklaştığında durdu. Etrafına baktı ve gülümsedi.
12.06.2021
24 Haziran 2021 Perşembe
KİAPLAR VARDIR OKUNACAK...
ÇEVRENİZDE
TANIDIĞINIZ YAZARLARIN, İLGİNİZİ ÇEKEN DİĞER KİTAPLARI ALMANIZI ÖNERİRİM. DAYANIŞMAYLA YAZAR
ARKADAŞLARIMIZIN DAHA ÇOK ÜRETKENLİĞİ ARTACAKTIR.
SU YAYINLARINDAN KİTAPLARIM GELDİ. RECEP TATAR'A TEŞEKKÜR EDERİM.
ARKADAŞLAR
FIRSAT BULDUKÇA YAZAR ARKADAŞLARIMIZIN KİTAPLARINI ALIYORUM. SIRA İLE OKUYORUM.
KİTAPLARINIZI YAYINEVİNDEN ALMAYA GAYRET EDİN DİYE ÖNERİM VAR. SU YAYINLARINA GİRDİĞİMDE SONUÇ BU OLDU...
23 Haziran 2021 Çarşamba
EDEBİYAT VE SANATTA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ
Hüseyin
Habip Taşkın
Ege
78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına etkinliklerimiz devam ediyor. İlk
etkinliğimizi Mine Bademci Kültür Merkezi’nde yapmıştık. Daha sonraki günlerde
Mine Bademci Kültür Merkezi, Yazarevi Topluluğu Derneği ve Ege 78’liler Sanat
Ve Edebiyat Grubu adına bir dizi etkinlikler gerçekleştirdik.
Etkinliklerimiz
ağırlıklı yazar arkadaşlarımızı ayda bir çağırarak gerçekleştirdik. Aynı grupla
birlikte edebiyat çalışmaları yaptık. Bir ara Halkların Edebiyatı adı altında
yazarlar çağırıp, kendi anadilleri hakkında, edebiyat, sanat etrafında sunum
yaptılar. Halkların Edebiyatı büyük ilgi çekmişti.
İlerleyen
yıllarda Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına kafelerde edebiyat günleri
adı altında yazar arkadaşlarımızı çağırıp, konuşmalar yaptırıp, kitap satışı
ile devam etmişti.
Yerimizin
olmaması bizler için bir sıkıntıdır. Kafelerde yaptığımız çalışmalarda çay ve
kahve ücreti ister istemez el yakıyordu. Türkiye’de alınan maaş ve emekli maaşı
ahım şahım değildir. Belediyelerin yapmış olduğu stantların biri hariç
diğerlerinde bizi tanıtan pankartımızı asamadık.
Kovid
19 virüsü ortaya çıktığında çalışmalarımızı sonlandırdık. Nasıl bir faaliyet
içine girebilirizi düşündük. Sonrasında Zoom ile yazar arkadaşlarla ilişki
kurup yayına başladık. Teknolojiyi zor kavradım dersem doğru olur. Devamlı genç
arkadaşımdan destek aldım. Sonrasında birçok yazar arkadaşın Zoom kullanamaması
ortaya çıktı. Bu kez video yapıp yollamalarını istedik.
Videonun
haricinde fotoğraflardan oluşma, kitapları, sanatını ve resimleri alan müzikli
bir kısa video hazırladık. Ali Fuat Karaöz ile benim kısa sunumumuz ile üç
videodan oluşan bir bütün video yaptık. Zaman içinde geliştirdik. Yine de
eksiğiz, yanımızda video yapımını anlayan bir arkadaşımız yoktur. Yirmi
dokuzuncu videoya kadar edebiyat ve sanatçı arkadaşlarımızı tanıttık.
Amacımız
kapitalizmin, emperyalizmin popülist kültürüne karşı, devrimci sanat ve
edebiyatı savunmaktır. Olanaklarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bir halkın
anadiline, kültürüne, ten rengine, ırkçı, faşist düşünceyle hakaret eden, LGBT’lilere
hakaret eden, kadın katliamlarını savunan, kadına işkence edeni savunan
edebiyatçı, sanatçı geçinenlere yerimiz burada yoktur.
Çalışma
ortamlarımız ve olanaklarımız çok kısıtlıdır. Yine de insan yığınlarına emek
ile hazırlanan edebiyat alanında ve sanat alanındaki tüm yapıtları sunmaya
devam ediyoruz. Ege 78’liler Sanat Ve Edebiyat Grubu adına bizim yaktığımız
küçük bir ışıktır. Bu ışığın gelecekteki yansımaları daha olumlu olacağına
inanıyoruz. Geleceğin edebiyatçıları ve sanatçıları bizleri aşarak yollarına
paylaşarak, bölüşerek, emek vererek sınıf bilinciyle daha kararlı
yürüyeceklerdir.
16.02.2021
22 Haziran 2021 Salı
20 Haziran 2021 Pazar
DERİNDEN GELEN
Hüseyin
Habip Taşkın
Derin
devlet dünya ülkelerinde vardır. Devletin kendisi derindir. Derinde kirli işler
döner. Kirli işleri şirketler aracılığıyla ya da mafyanın eliyle yaptırılır. Olan
ezilen, sömürülen, yoksul halklara faturası çıkartılır.
TC
kurulmadan önce Osmanlı İmparatorluğu’nun derin devleti vardı. Sonra el
değiştirdi. Ülkemizde’ de derin devletin varlığı dünden bugüne konuşuluyor.
Sabahattin
Ali sosyalist düşüncesinden dolayı öldürüldü. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu
öldürüldü. Musa Anter, Tahir Elçi, Hırant Dink ve bilim insanları ve diğerleri
öldürüldü. Maraş, Çorum, Malatya
olayları ile bugüne kadar gelen olaylar. Sivas Madımak Otelinde yakılarak
öldürülen ozanlarımız, şairlerimiz…
12
Eylül 1980 askeri darbesi yapıldığında, Amerika’da büyük sevinç vardı. ‘Bizim
çocuklar başardı.’ Kim bu çocuklar?
Kenan Evren ve adamları ile uzanan kara liste bugüne kadar geliyor. Kısa örnek
verilse de, ülkemizde yaşanan karanlık
sayfaların baş mimarları Derin devlet her iktidarda, koalisyon hükümetlerinde,
askeri darbelerde varlığını açıktan göstermiştir. Her yıl, yılların
sayfalarında yaşanmışlıklar katliamlarla, işkencelerle, yargısız infazlarla sırıtır.
Uğur
Mumcu kendisini Kemalist olarak nitelendiriyordu. O dönemin Cumhur Başkanı,
Başbakanı katilleri en yakın zamanda bulacağız diye cümleler kursalar da, neden derin devletin içine girilip asıl
planlayıcılarını ortaya çıkaramadılar?
Hırant
Dink ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızdan birisidir. Musa Anter Kürt
vatandaşlarımızdandı. Tahir Elçi Kürt vatandaşıydı. Ama derin devletin
kararıyla yaşamlarına son verildi. İncelendiğinde derin devlet işine gelmediği
düşüncelere karşı ortadan dolaylı kaldırmayı benimsiyor.
Dünden
bugüne gelen devlet, mafya, çete düzeni derin devletiyle can almaya, katliam
yapmaya devam ediyor. AKP- MHP iktidarında ise açıktan bu işler işleniyor. Her
devletin bir derin devleti var dedim. Şimdiki iktidar açıktan ortağıyla
muhaliflerine saldırıyor.
İzmir
HDP il binasına baskın yapan Onur Gencer Deniz Poyraz’ı katlediyor. Baskın
yapan Suriye’de İŞİD eğitiminden geçiyor. Bakanlarla fotoğrafları var. Hırant
Dink’in katledilmesiyle birçok yönü örtüşüyor. Hatta tüm katledilenlerin
öldürülmeleriyle örtüşüyor.
Herkesim
AKP-MHP gitmeli diyor. Yerine gelecekler derin devleti ne yapacaklar? Ben size
söyleyeyim. Derin devlet devrimcilere, Kürtlere, Alevilere ve diğer halklara
saldıracaktır. Patronların yanında yer alacaklardır. Halkın üzerine polis,
asker aynı şekilde gidecektir.
Burada
devrimcilere, ezilen halklara görev düşüyor. Birlikte hareket etmek.
20.06.2021
15 Haziran 2021 Salı
8 Haziran 2021 Salı
DÜNYADA DİKTATÖRLERE İHTİYACIMIZ YOK!
Dilimiz, kültürümüz, birlikte yaşamaya engel değildir. Birbirimize düşman olmamıza neden olamaz. Birlikte paylaşabiliriz. Çünkü biz halkı...

-
Niye bana böyle bakıyorsunuz? Dünyanın düzenini ben bozmadım ki. Sınıflı toplumlardan başlayarak bozulmuş. Gelenek haline getirilmiş, düze...
-
DUYURUMUZDUR ÇIĞ DERGİSİYLE BİR İLİŞKİMİZ KALMAMIŞTIR Homer...
-
Bir toplumda insanlar suskunsa bunun bir nedeni vardır. İşin derinine girdiğimizde birçok nedenle karşı karşıya kalabiliriz. Bir devleti...