29 Ekim 2020 Perşembe
18 Ekim 2020 Pazar
MODERNLEŞME
Beton yığınları arasında
Ağaçlardan, yeşillikten
uzaksın.
Sadece gökyüzü var üzerinde,
altında asfalt ve kaldırımlar.
18.10.2020
14 Ekim 2020 Çarşamba
10 Ekim 2020 Cumartesi
6 Ekim 2020 Salı
BABA MESLEĞİ
Hüseyin Habip Taşkın
https://almanyalilar.com/2020/10/05/hueseyin-habip-taskin-baba-meslegi/?fbclid=IwAR0iGc7jgCrelYrh_mypNSNhOXG4LlyjYWJmxNl2_wGQL_v2R5WIfQkQPHU
Veli dükkânının
önündeki sandalyede oturuyordu. Orta
boylu, siyah düz saçlı, burnu küçücüktü, sanki bir noktaydı. Dudağının sol
tarafının hemen altında ufacık bir beni vardı. Gelip geçene bakıyordu. Gıda
dükkânı olmadığından müşterisi sık olmazdı. Babadan oğula geçen bir meslekti
Veli’nin yaptığı.
Mobilya dükkânını
babası ilk açtığında, iki katlı tuğladan yapılma, üst katı ev, alt katı mobilya
mağazasıydı. Önünden toprak yol geçerdi. Toprak yol üzerinden, eşeğe binmiş
adamlar, çocuklar geçerdi. Yağmurlu havalarda toprak yol üzerinde küçük küçük
su birikintileri olurdu. Su birikintilerine
düşen her damlacık dalga halinde yayılırdı.
Kasabada el ile
gösteriliyordu. Evlenecek olanlar, evine mobilya alacaklar buraya gelirlerdi.
Ya şimdi? Kasabada kısa zamanda çok katlı binalar dikilmeye başlandığında, Veli
bu gelişmeden memnundu.
Akşam yemeğinde eşi Tülin’e:
“Ev demek, koca koca
binaların dikilmesi demek; işlerin artması demektir. Para demektir.” diyerek
böbürlenir, bardaktan suyunu içtikten sonra, elinin tersiyle ağzını silerken:
“Karı… karı sen bu
işlerden anlamazsın! Yine de sana anlatıyorum. Değerimi bilesin diye.” derdi.
Tülin ev kadınıydı.
Kocası konuştuğu zaman ağzı var, dili yok gibiydi. Kızılımsı, dalgalı saçlıydı.
Kısa boylu, kiloluydu. Yanakları dolgun, kırmızıydı.
Zaman geçtikçe mobilya mağazaları çoğaldı. Aralarında rekabet
başladı. Rekabetle birlikte birbirlerini çekememezlik başladı. Veli bazı
kişilerin söylemleriyle dolduruşa gelip, öfkeden çatlayacak durumdaydı artık. Veli eskisi gibi işlerinin olmadığını, mobilya
dükkânını elinden çıkarmayı aklına getirse
de, ilk önceleri aklına yatsa da, sonrasında ne iş yaparım? Diye aklına günlerce
takıldı. Nereden baktıysa, her yanı bir uçurumdu.
Veli’nin huyu
değişmişti! Kendi kendine ses tonunu yükselterek:
“ Ah! Aaahhh! Babamın
zamanı olacak ki şimdi! Paraya para demezdim. Dükkânıma gelen bana Veli Bey
diyecekti. Gel keyfim gel…”
Veli çoğu zaman ölü
bir noktaya bakıp, karşısındakiyle sohbet ediyormuşçasına:
“Bir gün işlerim
açılacak; elle gösterileceğim. Tüm mobilya mağazaları kapanacak!” diye kendi
kendine konuşurdu.
Değişim, yoluna
hızlıca gitse de Veli bu değişim karşısında kendisini yenilemeyerek bunalımın
içine düşer. Kısır döngü içinde durmadan döner.
Zaman içinde insanlar
Veli’yi kafayı sıyırmış olarak tanımladılar.
26.06.2018
2 Ekim 2020 Cuma
Son Haber | Balçova’dan Güzelbahçe’ye bir mahalle kütüphanesi !!
Son Haber | Balçova’dan Güzelbahçe’ye bir mahalle kütüphanesi !!: Balçova’da 5 yıldan beri faal olan bir mahalle kütüphanesi. Kara kedi kitap evim… Kadın birlikteliği ile kurulan kütüphane de yaklaşık 5.000 civarı kitap bulunuyor. Ve bir çok etkinliğe de ev sahipliği yapıyorlar.. Çocuklara masal okumaktan, resim kurslarından, edebiyat ve şiir günlerine ve daha bir çok […]
DÜNYADA DİKTATÖRLERE İHTİYACIMIZ YOK!
Dilimiz, kültürümüz, birlikte yaşamaya engel değildir. Birbirimize düşman olmamıza neden olamaz. Birlikte paylaşabiliriz. Çünkü biz halkı...

-
Niye bana böyle bakıyorsunuz? Dünyanın düzenini ben bozmadım ki. Sınıflı toplumlardan başlayarak bozulmuş. Gelenek haline getirilmiş, düze...
-
DUYURUMUZDUR ÇIĞ DERGİSİYLE BİR İLİŞKİMİZ KALMAMIŞTIR Homer...
-
Bir toplumda insanlar suskunsa bunun bir nedeni vardır. İşin derinine girdiğimizde birçok nedenle karşı karşıya kalabiliriz. Bir devleti...